ilk gençlik yıllarımı anımsatıyor bana kırk yaşım... sevdim kırkımı..tozdan pembe düşlerimi hatırlattı bana.. nicedir göz ardı ettiğim..
oysa
nasıl da pembe gülümserdim...
şimdilerde yeniden bulanmalardayım tepeden tırnağa pespembeye...
grileşip her geçen gün siyahileşmekte olan dünyaya inat.. bir parçacık pembecik tozum sıçrasa iz bıraksa bir köşecikte
o bile kârdır diye..
tozuyorum pembe pembe..
kırk güzelmiş vesselam.. sevdim sevdim
evet çok sevdim kırkı ben....
fotoğraf: ibrahim çakır
BANA, AİLEME, YAPTIKLARIMA, YAŞADIKLARIMA, HİSSETTİKLERİME, KURGULADIKLARIMA DAİR NE VARSA KISA KISA...
29 Eylül 2012 Cumartesi
27 Eylül 2012 Perşembe
"o, aslında sensindir"
Aygül Annemin vefatının ardından evi boşalttı Hülya abla.. Travmatik bir konu detaya girmek istemem.
Bu arada sevgili olduğumuz zamanlar Büü'ye yazıp yazıp verdiğim yüzlerce mektuptan, nottan, karttan bir mektup kalmış.
Evlenirken toparlayıp getirmişti Büü aslında hepsini
bu bir köşeye sıkışıp kalmış demek ki...
paylaşmak istedim...
aslında Büü'nün kutusuna bir dalsam sanırım bir anı kitabı oluşturacak malzeme çıkar oradan..
aslında orada burada birikmişlerime yazıp yazıp koyduklarıma dalsam üç kitaplık malzeme çıkar belki
birilerine ithafen yazılanlar
çevremi gözlemleyip yakınımdakilerin yaşadıklarından yola çıkarak yazılanlar
tamamen kurgusal yazılanlar
bin çeşit örnek..
neyse çok uzattım lafı...
tarih: 04. 10. 1999
O, aslında her imde olumladığın (neden? çünkü her olumladığını onda bulmuş, her bulduğun o olmuştur), bir deniz derinliği uzaktan gözlerini okuyabildiğin (denizlerin ılık tropikal sularında yüzerken bir yunus üzerinden atlayıverir ve sen ne olduğunu anlayamadığın bu imgesel ime 'gökkuşağı' adını verirsin), aradan mevsimler geçse de o yağmur dokunuşlu sıcaklığını unutamadığın (yağmurlar akşamları daha güzel yağar, yapraklar ıslanır ve belki de hiç ummadığın bir anda üzerine dolunay tozları serpilir ve bu seni mutlu eder), düşüncelerinin dinginliği ve berralığına bir imge katabilmek uğruna yıllardır okuduğun, adlarını bile unuttuğun romanlarda yüzüne solmayan gülüşlerle çıkan bir güçlü kahramanı bulmuş gibi olduğun, en çekilmez durumlarda bile sana, dokunabildiğin bir yalnızlığının, bedeninin olduğunu hatırlatan, zamanın dipsiz kara kuyularında ipini tutamadığın bir ay parlaklığının suya vuran yankısında yüzüne çarpan bir yıldız, gözlerini ve ellerini bulaştırdığın bu kız...
o, aslında sensindir
ben
yani senin aslın.."
fotoğraf: neslihan karayakaylar tamyaman/ temmuz 2012-Yahşi Bodrum
Bu arada sevgili olduğumuz zamanlar Büü'ye yazıp yazıp verdiğim yüzlerce mektuptan, nottan, karttan bir mektup kalmış.
Evlenirken toparlayıp getirmişti Büü aslında hepsini
bu bir köşeye sıkışıp kalmış demek ki...
paylaşmak istedim...
aslında Büü'nün kutusuna bir dalsam sanırım bir anı kitabı oluşturacak malzeme çıkar oradan..
aslında orada burada birikmişlerime yazıp yazıp koyduklarıma dalsam üç kitaplık malzeme çıkar belki
birilerine ithafen yazılanlar
çevremi gözlemleyip yakınımdakilerin yaşadıklarından yola çıkarak yazılanlar
tamamen kurgusal yazılanlar
bin çeşit örnek..
neyse çok uzattım lafı...
tarih: 04. 10. 1999
O, aslında her imde olumladığın (neden? çünkü her olumladığını onda bulmuş, her bulduğun o olmuştur), bir deniz derinliği uzaktan gözlerini okuyabildiğin (denizlerin ılık tropikal sularında yüzerken bir yunus üzerinden atlayıverir ve sen ne olduğunu anlayamadığın bu imgesel ime 'gökkuşağı' adını verirsin), aradan mevsimler geçse de o yağmur dokunuşlu sıcaklığını unutamadığın (yağmurlar akşamları daha güzel yağar, yapraklar ıslanır ve belki de hiç ummadığın bir anda üzerine dolunay tozları serpilir ve bu seni mutlu eder), düşüncelerinin dinginliği ve berralığına bir imge katabilmek uğruna yıllardır okuduğun, adlarını bile unuttuğun romanlarda yüzüne solmayan gülüşlerle çıkan bir güçlü kahramanı bulmuş gibi olduğun, en çekilmez durumlarda bile sana, dokunabildiğin bir yalnızlığının, bedeninin olduğunu hatırlatan, zamanın dipsiz kara kuyularında ipini tutamadığın bir ay parlaklığının suya vuran yankısında yüzüne çarpan bir yıldız, gözlerini ve ellerini bulaştırdığın bu kız...
o, aslında sensindir
ben
yani senin aslın.."
fotoğraf: neslihan karayakaylar tamyaman/ temmuz 2012-Yahşi Bodrum
Etiketler:
bana dair,
deneme,
fotoğraf,
hayatın içinden
hamarat-yarat hanım hortlarsa...
Bazen içimdeki cinlerden hamarat-yarat hanım sivrilir..
dürtükler
o zamanlar illa ki alırım elime bir şeyler
yün şiş olur
kuka tığ olur
kumaş iğne olur
artık ne olursa
fena dürtülmüşüm di mi..
uydur kaydır..
sonuç bundan ibaret..
evet pek de bir şeye benzemiyor ama bu ilk deneme
geliştirilebilir biraz da evdekilerden uydurmasyon yerine konuya özel malzeme edinilirse
öyle işte
söyleyim dedim
:)
dürtükler
o zamanlar illa ki alırım elime bir şeyler
yün şiş olur
kuka tığ olur
kumaş iğne olur
artık ne olursa
fena dürtülmüşüm di mi..
uydur kaydır..
sonuç bundan ibaret..
evet pek de bir şeye benzemiyor ama bu ilk deneme
geliştirilebilir biraz da evdekilerden uydurmasyon yerine konuya özel malzeme edinilirse
öyle işte
söyleyim dedim
:)
Etiketler:
bana dair,
hayatın içinden,
örgü
26 Eylül 2012 Çarşamba
çok sakin bi anneyim ben çok sakinimm çok çok sakinim çok çok çok...
Bİ DAKKA YA NELER OLUYOR
BİZ BU NOKTAYA 15 YAŞINDAYKEN FALAN GELMEMİŞ MİYDİK?
DEFNE HANIMIN ÇANTASININ KUYTULARINDAN ÇIKANLAR.. KENDİNİ CİN SANAN ANNESİNE PES DEDİRTEN DİYALOGLAR....
ÖĞRETMENDEN GİZLİ GİZLİ SIRADAN SIRAYA YAZIŞMALAR....
SAKİNİM BEN
ÇOK SAKİNİM
YOK YOK
TELAŞ YOK...
----CİYAAAAAAAAAAAAAAAKKKKKKK--
ama keşke senin yanında Ömer oturmasaydı ben senin yanında otursaydım daha iyi olurdu ömer de nazımcanın yanında otursaydı di mi en azından bu kadar kötü olmazdın
♥ söyliceğim bu kadar love Rana
sende yaz
--------------------
Ben de senin yanında otursaydım keşke öğretmenden izin alsak da otursak çünkü ömer çok pasaklı ve sümüklü oyüzden çok kötü ya bügün öğretmenden izin alalım belki izin verir ama muhtemelen vermez defne
I kis
BİZ BU NOKTAYA 15 YAŞINDAYKEN FALAN GELMEMİŞ MİYDİK?
DEFNE HANIMIN ÇANTASININ KUYTULARINDAN ÇIKANLAR.. KENDİNİ CİN SANAN ANNESİNE PES DEDİRTEN DİYALOGLAR....
ÖĞRETMENDEN GİZLİ GİZLİ SIRADAN SIRAYA YAZIŞMALAR....
SAKİNİM BEN
ÇOK SAKİNİM
YOK YOK
TELAŞ YOK...
----CİYAAAAAAAAAAAAAAAKKKKKKK--
ama keşke senin yanında Ömer oturmasaydı ben senin yanında otursaydım daha iyi olurdu ömer de nazımcanın yanında otursaydı di mi en azından bu kadar kötü olmazdın
♥ söyliceğim bu kadar love Rana
sende yaz
--------------------
Ben de senin yanında otursaydım keşke öğretmenden izin alsak da otursak çünkü ömer çok pasaklı ve sümüklü oyüzden çok kötü ya bügün öğretmenden izin alalım belki izin verir ama muhtemelen vermez defne
I kis
belki sorarız ama pek emin diğilim çünkü belki seninlede konuşacağımızı anlar belki ama yine de soralım di mi belki izin verir ama belki
kis ♥
------------
sende yaz
-----------
ya keşke bi izin versin o zaman rahatlarım eminim sen de benimle aynı fikri düşünüyorsun di mi Defne ama eer izin vermezse ben sana belki küserim ama belki ♥ kis
PEKİ ŞUNA NE DEMELİ
BU BİR KOPYA ÇEKME YÖNTEMİ OLAMAZ Dİ Mİ?
BUNLAR 7 YAŞINDA CANIM OLAMAZ
Dİ Mİ
OLUR MU..
YAAA
OLABİLİR
Dİ Mİ
---CİİİİSSSSSCİYAKKKKKKKKKKKK---
25 Eylül 2012 Salı
"senin teninden önce duvarların var...."
"çimento akıyor harfler soluyor
başkalaşmış bir benliği
kendimizle değiştiriyoruz her seferinde
çıkmıyor gönlümüzden hiç kimse
her yer çöl her yer duvar"
MURATHAN MUNGAN
fotoğraf: neslihan karayakaylar tamyaman
Etiketler:
alıntı,
fotoğraf,
ruhuma dokunan notalar,
şiir
23 Eylül 2012 Pazar
kalender gecelerden...
Ne zamandır gitmemiştik..
"kalender zebra" da "kalender zaebra" diye tutturup tutturup duruyordum
cumartesi akşamı nihayet oradaydık
muhtekulade bir ekip
candostlar..
serpil gelemedi bi :( o da olsaydı tam kadro olacaktı.. işşalla bi daha sefre o da olur
ayşe yeşim ilker murat (+1 şeker mi şeker bir arkadaşı ile katıldı Nagehan) özlem oytun ben büü
ne eğlendik ne eğlendik
nasıl ihtiyacımız varmış meğer alkolü şişede durduğu gibi durdurmamaya
yeşimin G12 si yanındaydı fotolar çekmişiz ayık kafa bakınca karnım ağrıdı gülmekten
hoş çekerken mislisiyle güldük o da ayrı konu ya
balığın gözünü çıkartmak diye
tam da buna denir işte
puhahahhahahahahaha
geceye yeşimde olağanüstü yeşim expressosu, ramazotti baileys ile nokta koyalım derken
laf lafı açmış
yeşimlerden çıkarken sabaha karşı 4 ü geçmekte idi saatler..
wuuuhuuu
ne geceydi yahuuuu
"kalender zebra" da "kalender zaebra" diye tutturup tutturup duruyordum
cumartesi akşamı nihayet oradaydık
muhtekulade bir ekip
candostlar..
serpil gelemedi bi :( o da olsaydı tam kadro olacaktı.. işşalla bi daha sefre o da olur
ayşe yeşim ilker murat (+1 şeker mi şeker bir arkadaşı ile katıldı Nagehan) özlem oytun ben büü
ne eğlendik ne eğlendik
nasıl ihtiyacımız varmış meğer alkolü şişede durduğu gibi durdurmamaya
yeşimin G12 si yanındaydı fotolar çekmişiz ayık kafa bakınca karnım ağrıdı gülmekten
hoş çekerken mislisiyle güldük o da ayrı konu ya
balığın gözünü çıkartmak diye
tam da buna denir işte
puhahahhahahahahaha
geceye yeşimde olağanüstü yeşim expressosu, ramazotti baileys ile nokta koyalım derken
laf lafı açmış
yeşimlerden çıkarken sabaha karşı 4 ü geçmekte idi saatler..
wuuuhuuu
ne geceydi yahuuuu
22 Eylül 2012 Cumartesi
B ve B
Banu ile fotoğraf temel eğitim derslerinde tanıştık...
bir kaç kez portrelerini çekmiştim ama acemi iken..
bu yaz başı aradı
15 eylül'de evleniyorum bizi sen çeker misin? diye..
elbette dedim..
nefis bir gelin oldu Banu
Berkle harika bir çift oldular..
dilerin heeep mutlu olurlar....
benim vizörümDen bakınca bunlara benzer görüntüler yansıdı işte...
Bu da benden düğün çekimi olsun madem ...:)
,,
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)