24 Mart 2023 Cuma

Gün ılıkça akıyor.....

 Cuma gününden yazıyorum, gün cuma ama içim pek cuma değil. Yumuşak ışıkla  dolu sakin bir gün, cuma coşkusu yok pek, hoş zaten epeydir herhangi bir şeyde herhangi bir şeyin coşkusunu bulabilmekte çok zorlanıyorum ve eminim bu toplumsal bir süreç, bana has değil yani. 

Dengesiz, tipik bir mart günü esasında, sabah ışıltılı bir berraklıkla canlı bir mavi olan gökyüzü gün içerisinde beyazlaşan gri mavi bir pus arkasına saklanmayı tercih etti.

Yine de güzel bir gün diyebiliyorum, binaların soğuk, itici, üst üste yığılmış keşmekeşine inat üzerlerini incecik bir tül gibi usulca örtmüş olan pus sayesinde kırlara has bir huzur ve sükûnet ziyaret etmiş sanki şehri.  Bu ziyaret hissi kentin onca gürültü ve hengâmesine rağmen bir sessizlik çökmüş izlenimi uyandırıyor ve bu ruhumu canlandırıyor adeta. Kırlardaymışımcasına zihnim dinleniyor.

Tam da zihnimizin en çok dinlenmeye ihtiyacı olan zamanlar. Mutlu, gamsız, genç, güzel zamanlarımdaymışım gibi düşsel bir varsayımla bakıyorum güne. Bu düşsel varsayımdan kaç yüz anı çıkartabilir insan düşünsenize.   

Lâkin anılara da çok dalasım yok zira çok kayboluyorum anı dehlizlerine kendimi bırakıverdiğim zamanlarda. Yaş ne kadar ilerlerse bu dehlizler de o kadar uzayıp derinleşiyor haliyle.

Kış bitti, bahar göz kırpıyor her ne kadar mart şuursuzluğunu yapmaktan geri durmasa da.


 Ben sakince sıcak şarap kaynatıp bir kışın daha sezon finalini yapıyorum, gün ılıkça akıyor.......







23 Mart 2023 Perşembe

MERHABA DİYELİM Mİ YENİDEN?

Yazmak bana hep iyi gelmiştir aslında, neden bunca ara verdim ben de bilmiyorum. İnsan hayatında sebeplendiremediği bin türlü şey oluyor nihayetinde yaşayıp gittiğimiz sürece. Defalarca kendime söz verip verip yazmamışlığım da var illaki. bunun muhasebesini yapmak için de gelmedim esasen. zararın neresinden dönersek kâr deyip dönelim madem. . . .

 Ne abuk sabuk süreçlerden geçtik, pandemi oldu, ekonomik kriz oldu, hala devam ediyor, 
en son depremle söylenecek sözlerin bittiği, insan kötülüğünün gerçekten de bir sınırının olamayacağının bir kez daha kuvvetlice ispatlandığı günler yaşadık. 
deprem 11 ilde oldu ama şu veya bu şekilde her birimiz enkaz altında kaldık. ruhumuz aşındı resmen... bölgede hiçbir şey bitmiş değil... ilk günlerin acısı, paniği yerini gelecek kaygısına bıraktı bilakis. deprem yetmemiş gibi bir de sel geldi ardından.

 bana hayatı sorgulattı bu deprem ve o bölgede yaşananlar. bir şeyler biriktirip duruyor olmamızın, sürekli bir alma sahip olma çabasının ne kadar anlamlı olduğunu vs 
şüphesiz yaşayanların yanında bizim travmamızın lafı bile edilemez ama sorguladık mı, sorguladık; yalan yok

 zaten benim şahsi olarak oldukça sıkıntılı bir dönemimdi sağlıksal anlamda. 
 2022 kasım ayından beri irili ufaklı bir kısmı çok ciddi bir kısmı daha basit adeta bir zincirleme hastalık tamlaması ile baş başayım. mızmızmız detaya girmeyeceğim ama diyeceğim hayli zor olduğu.. 

zaten bu durum beni aşırı yorup yıpratmışken üzerine deprem ciddi anlamda sarsılmama neden oldu, gecelerce uyumadım, kabuslarla fırladım... bedenen değil evet ama ruhen ağır bir enkazın altında kaldım. 

toparlarım, 
toparlıyorum hatta, çoğu gitti azı kaldı diyeyim.. 

 yazmaya başlamak bir anlamda bir yerden yeniden başlamak benim için. şimdi şu anda bu bilgisayarın başına oturmuş olmam çok kıymetli kendim adına.

 bir de gerçekten kendimi verebilerek okuma rutinime dönersem biraz daha kolaylaşacak her şey. evet okuyamıyorum epeydir... ne alsam elime süründürüyor, mundar ediyorum kitabı da. ama madem yazmaya başlayabildim, okumaya da dönerim.. 

sonra usul usul ruhumda açılan yaraları sarma zamanı gelir. 
olur olur 
 o da olur 

 bu kadın neler atlattı değil mi ya... 

o halde merhaba ...