12 Kasım 2008 Çarşamba

Canım Babama 4 Kasım 2008



Canım Babacığım,




Koskoca bir yıl oldu sen gideli....


İnanması halâ zor


Kabul etmesi halâ imkânsız


Koskoca bir yıldır ben babasızım...


Nasıl zor geçti gidişini takip eden sene benim için bir bilsen canım babam...


Her zamankinden daha çok ihtiyaç duydum senin güvenli limanına sığınmaya


Ama gitmiştin....


Bazen o kadar çok, ama o kadar çok özledim ki seni


Dile getirmeyi denesem de kelimeler kifayetsiz kaldı


Tarif edemedim içimden taşanları


Gerek de duymadım aslında


Çünkü biliyorum sen hissediyordun...


Biliyordun seni nasıl da özlediğimi


Zaman zaman gözlerimi yumup geçmişe döneyim istedim


İstedim ki


Çocukluğumdaki gibi tırmanıp ranzanın üst katındaki yatağıma


"Babaaa bana bi su getirir misin?" diye bağırsam içeri yine bıkmadan her gece,


ve sen bıkmadan ve gık bile demeden her gece


yorgun argın uzandığın kanependen kalkıp


ayaklarını sürüyerek mutfağa gidip


titreyen ellerinle suyumu getirseydin özenle


sen -babamsın diye demiyorum- gerçekten bu dünya üzerinde bulunabilecek nadir insanlardın...


Ömrün boyunca çalıştın didindin


Yeri geldi mukavvaların üstünde sabhladın 3 kuruş fazla kazanmak için


Zaten son zamanlarında seni bunaltıp, sonra da aramızdan ayıran o illet hastalığa da o mukavva tozlarını soluman sebep oldu ya


Bir tek gün şikayet ettiğini duymadım çok çalışmaktan...


Tek lokma haram geçmedi boğazından, tek lokma haram geçirmedin boğazımızdan


Anlamsız hırsların olmadı hiç yaşama yönelik...


Tüm bunların mükafatı belki


Elin erer, gözün görürken eskilerin deyimiyle


İki evladını da huzurlu yuvalara uğurladın kendi güvenli kanatlarının altından...


Bir erkek, bir kız torunlarını bastın bağrına


Seni çok sevdiler, onları çok sevdin


38 yıllık hayat arkadaşını geçindirecek maaşı, yaşayacak evi bıraktın giderken...


Onunla elelele verdin son nefesini


Huzur içinde bir kuş gibi uçtun da uzaklaştın sanki giderken


Sana minnettarlığım ne yapsam, ne söylesem ifade edilmez...


Sık sık "seni seviyorum" demedik birbirimize


Sen bu sözcüklerin her daim tekrarlandığı bir yetiştirme tarzının insanı değildin çünkü


Zaten ihtiyacımız da yoktu


Biliyordun seni ne kadar sonsuz sevdiğimi


Biliyordum beni ne kadar sonsuz sevdiğini


Sevgi denen şey sarf edilen binlerce sözcükte değil bakışlardaydı zaten


Evet hayal ettiğince, dua ettiğince gittin


Kimseye yük olmadan, elden ayaktan düşmeden, çok fazla çekmeden


Ama yine de keşke gitmeseydin be babacığım


Keşke duyabilseydin geveze Defne'nin vırvır çenesini dili iyice çözüldükten sonra


Keşke hep planlayıp bir türlü beceremediğimiz Kapadokya gezimizi yapabilseydik...


Keşke


Binlerce keşke var


Geçen sene bu zamanlar dediler ki


"geçer, her acı küllenir"


yalanmış...


geçmiyor işte


bilakis özlem artıyor gün geçtikçe


Sen gittiğinde 4 Kasım 2007'de


Yüreğimden bir parça koptu


şimdi eksik orası


Asla tamamlanmayacak biliyorum


Seni özlüyorum...


Nur içinde yat canım Babam...


Cennet olsun mekanın...