8 Kasım 2011 Salı

İmkânsızım değil de ihtimalim olsaydın eğer....

Senden sonra benden arda ne kalacak adam? Öylesi içime çektim ki seni... sen boşaltınca benden kendini, ne kalacak benden geri?

Aşklar imkânsız oldukları zaman mı bunca vazgeçilmez oluyor ki adam? İmkânsızım olmasaydın da ihtimalim olsaydın bunca sevmez miydim acaba? Bunca özlemez miydim o vakit ne dersin..
ihtimalim olmuş olsaydın adam..
gelmeyecek bir telefon için günler günlerce çıkmadan kapı dışarıya gözlerimi dikip telefona beklemez miydim?
imkânsız olmasaydın..
bile bile hiçbir ümitli güzel söz işitmeyeceğimi aramazdım belki de adam..
kalakalmazdım elimde ahize çöküp olduğum yere öylece
3 saniyeyi geçmeyen buz gibi konuşmalar sonrası
elimde ahize
kalakalmazdım ihtimalim olsaydın belki de..


dııt
dıt
dıt
dııııtttt
dııt
dıt
dıt dııııttt................




7 Kasım 2011 Pazartesi

--sonbahar--




kadınlar sonbahar yapraklarını dökmeye başlar


titrek dudaklarında sarışın bir keder

nabız kaybolur kan susar dolaşım yavaşlar

sisli bir nebuloz gökte yazılmamış şiirler



dargın sevgililer yalnızlıklarına uzaklaşıyor



anlaşılmaz çocukluğun ortaokullarından ders zilleri

kilitli defterlerde kurutulmuş menekşeler

tehlikeli yolculukların kanat çırpan mendilleri

sazdan saza azalan hicranlı köçekçeler



dünkü delikanlıları yaşlılığa taşıyor



eylül şehirleri yağmurlu gürültülerle alır yerlerini

deniz kahvelerinde son kadehlerde bulutlar birikir

ılık bir aydınlıkla yıkayıp yorgun ellerini

görgülü ihtiyarlar bir bir ortalıktan çekilir



yaşlandıkça insan dünya başkalaşıyor

Attila ilhan

6 Kasım 2011 Pazar

sıcacık huzur dolu bir bayram olsun


Bayramları en çok
beni  çok özlediklerimle buluşturduklarında seviyorum ben..





HERKESE SICACIK ŞÖMİNE ATEŞİ GİBİ HUZURLU BAYRAMLAR


4 Kasım 2011 Cuma

-yine aylardan kasım.. sanki sende kaldı bir yarım....











yine dalmısım aynada yüzüm ağlar
yine dalmışım elimde fotoğraflar

yine aylardan Kasım
sanki sende kaldı bir yarım
her nefesim her anım,
sanadır canım.







Zaman hızlı Baba,
Sanki dündü bir gece ortası sessizce gidişe karar verişin..
usulca kayar gibi diyar değiştirişin...

Sen gitmeden de koca kadındı evet küçük kızın
evli-barklı-çoluklu-çocuklu bildiğin kocaman kadın
lâkin sen gideliberi daha da büyüdü..
bırak büyümeyi yaşlandı Baba...
yılgın, bıkkın, yorgun hiç olmadığınca..
bakma o dışarı yansıyan şen-şakraklığına
-hoş bilirsin küçük kızını zaten sen; anlarsın anlatmak gereksiz ya-
hiçbir şey bıraktığın gibi değil Baba..
kötüye gidiyor gün gün dünya..
ama
canını sıkmayım ben şimdi senin..

sen gülümse Baba...

küçük kızın bu gece yatınca tüm çocukluğu boyunca yaptığı kaprisini yapıp su istesin senden yatağına girer girmez

ve sen
--yine--

"niye yatmadan içmedin kızım"

bile demeden

getir titreyen elinle alıp mutfaktan sürüyerek yorgun ayaklarını hiç üşenmeden
olmaz mı Baba?

bir defa daha....

"babaaaaaaaaaaa bi su getirir misin bana?.."

3 Kasım 2011 Perşembe

şimdi - hemen - şu anda

Kış erken geldi bu yıl Poyraz...
Daha sonbaharı gördük yaşadık diyemeden...
kar yağdı bu sabah bu diyarlara...hani kar dedimse yerlerde tutunup kalabileninden değil elbet ya
düştü mü gökten beyaz beyaz
düştü işte....
sen soğuk esersin ve seversin soğuğu diye mi en çok soğuk havalarda özlüyorum seni...
bilmem ki..
yaz sıcağında derin tuzlu sularıma bata çıka yüzmek oyalar beni de kış soğuğunda bir kuytuya sinerim diye mi özlemim soğukta daha da katlanır yoksa...
sensiz geçen her an
bir şey daha eksiliyor sanki etimden tenimden Poyraz..
daldı gitti gözlerim uzak ufuklara hayallere bata çıka..
ahh keşke
keşke esip gelip
sarılsan sarmalasan..
şimdi
hemen
şu anda...............



Dipteki Not: Modelim Ayşe Keskalan'a teşekkürlerimle

2 Kasım 2011 Çarşamba

aslında







"Biliyorsun"
dedi kadın

"aslında hiç yüz çevirmek, sırtımı dönmek istememiştim sana"

Adam...
--Sustu....




















Dipteki Not: Bu postu daha önce yayımladığımda bir kaza sonucu silindi.. Önceki yayımlamamda yorum yazan arkadaşlarımdan özür diliyorum.. Kusuruma bakmayınız lütfen.

1 Kasım 2011 Salı

"Aptallara şaka yap fakat azizleri gökyüzündeki cennette bırak"*



Bu akşam Biz
(Emel Ablam, Emel Ablamın çook tatlı teyzesi, Ayşesi, Olganimu, Esrası ve bendeniz)

dedik ki ruhumuzu besleyelim

-ne kadar iyi etmişiz..-

Tosca'ya gittik..

Büyüleyiciydi

Müzik zaten eşsiz malum konu bile etmiyorum da

Oyuncular-Dekor-Işık-Kostüm de nefisti

özellikle ışık kullanımındaki başarıya hayran kaldım..

Çok yorgun, bitkin, ölgün hissediyordum aslında iş dönüşü

biletlerin sorumluluğu bende olduğundan
caponu anneme bırakıp biraz da sürünerek düştüm yola yalan yok

ama oyun çıkışı bomba gibiydim..

o nefis müzik, harika görsel
merhem gibi kapladı yorgun yerlerimi...
öyle iyi geldi ki..

her zamanki gibi dedik ki
"yine yapalım, yine yapalım"

































* Başlık: Tosca Opreası 1. sahne Zangoç'un şarkısı:Scherza con i fanti e lascia stare i santi
libereto:Luigi Illica ve Giuseppe Giacosa