31 Ekim 2011 Pazartesi

Caponsal yaratıcılık..:)

Bizim bilmiş cimcimenin hayal gücünün sınırları zaman zaman -hatta çoğu zaman- beni aşıp fersah fersah uzağıma düşüyorlar...
Bugün anneannesindeyken çizdiği bir resim için sordum
"Defne bu resimdeki kız ne yapıyor"

cevap verdi bilmiş düdük makarnası
ama kelimelerle değil
hareketlerle

"işte şunuuuuu"



e bunun üzerine yorum yapayım dese
ne yapar ki insan..
eh ben de yapamadım işte
kalakaldım öylece....
yorum yok :P

CUMHURİYETİ KUTLADIKKK...( İyi ki Doğdun Sinan da dedik..)






Sinan -Büü'nün nikah şahidi, kadim dostu ve benim de candostum elbette-
40 dedi 27 Ekim'de..
Özlem -eşi-
bir süpriz parti organize etmek istedi
29 Ekim gibi özel ve güzel bir gün cumartesiye gelince
bir taşla iki kuş derler ya hani
hah
tam da öyle oldu işte




üstelik hepimizin de fena halde kutlayası olunca CUMHURİYET Bayramımızı her yılkinden dahaca fazla..
"çıktık açık alınla"

İyi doğdun Sinan





ve

İYİ Kİ KURDUN ATAM CUMHURİYETİ

Cumhuriyete yakışır katılmayı arzu ettik geceye karı-koca











ve kızımız da öyle elbette
































dans da etmedik değil.. konu kutlama olunca hem de çifte çifter


 



































Baba-Kız ın harmadalı gösterisi bir içim suydu benim nezdimde...:)














depremzedelere ve terör kurbanlarına üzülmüyor değiliz elbette
söz konusu dahi olmaz..
olamaz elbette
lâkin söz çok söylenecek sayfalar sayfalarca da


neyse
uzar bu konu
sustum ben

30 Ekim 2011 Pazar

Buluşma Yıldömünde YİNE...:))












Tanışıklık elbette çok daha eskiye dayanıyordu...
lâkin yüzyüze buluşulmuşluk bundan tam bir sene öncesi yine bugündü..
yürekyarım sözünü ettiğim evet
Ankara'daydı..
İlaç gibi o bana
öyle iyi geliyor ki..






 



Bir de bonus oldu üstüne üstlük
Şuşu ile tanıştım sayesinde
ne şekerdi :))




mutluyum tüm olumsuzluklara rağmen
Cuımhuriyet kutlamaları iptal olmuş falan
çok sinirlenmişim vs
-biz kutladık elbette, başka bir post konusudur ama belirteyim yine de-
Ruheşime sımsıkı sarıldım ya..


mutluyum saklayacak değilim işte...

caniçi
daha sık gek... hep gel...
daltonlar misal karışma sakın kayıplara :)))


dipteki not:
fotoğraf:
ben ve duygulu kareler: şuşu
ben ve şuşulu kareler: duygu
duygulu ve duygulu şuşulu kareler: ben

26 Ekim 2011 Çarşamba

Bugün ben.. hiç sebep yokken...

Zaman zaman şikayet ediyorum/z ya hayattan..
o oldu
bu oldu
şu oldu
ters gitti
eğri gitti
dıtdıtdıt bıtbıtbıt

insanlığın bir hali bu da işte..
akış içinde istediği gibi olmadı mı kimi şeyler
mızırdanmaya meyilli..
bu belki de normali..

ama zaman zaman da oturup
"ne şanslıyım yahu"
diyebilmeli insan
buna vakit ayırabilmeli..
buna vakit ayırabilmek için farkındalığa sahip olmalı her şeyden önce.. "Fark" edebilmeli...

ben bugün yaptım bunu

hiç sebep yokken
durup dururken..

Kızımı kucakladım, kocama sarıldım, işime şükrettim, annemin, ablamın, tüm sevdiklerimin, arkadaşlıklarımın kıymetini içime çektim...

ben bugün salak saçma üzüntülerimi tasalarımı elimin tersiyle kenara ittim..

"Ne şansılıym" dedim

"umutla bakmalıyım geleceğe" dedim


kocaman gülümsedim...









Fotoğraf: Atakan Baykoçak / 2011-Kapadokya

24 Ekim 2011 Pazartesi

-sel gider kum kalır-

İnsan ilişkilerini anlama özürü var bende..
evet bildiğiniz özür bu..
katiyen algılayamıyorum..
bir insan neden en özelini anlatacak ölçüde yakınlaşabilirken birisine
akabinde birden fersah fersah uzağa atabilir bir anda kendini mesela?
hem de ortada elle tutulur tek sebep yok iken, ya da var ise de bu ifade edilmemiş iken..
Tuhaf

Şimdi biri-si/leri ile bu tarz bir şeyler yaşadım diye yazmıyorum bunları yanlış anlaşılma olmasın.. Hayatımızın her döneminde hepimiz için olagelen bir şey bu aslında. Ben de yapıyorumdur belki kimi zaman farkında olmadan... Olur ya..

Bir olay yoksa ortada
neden yazıyorum şimdi di mi...

Geçtiğimiz hafta boyunca olanlar hep "insanlık" irdelemesine iteledi beni de
o yüzden

Terör olayları
Yok yere hiç uğruna yok olup giden onlarca masum genç
Deprem
yıkılan evlerin altında ebediyete karışan ruhlar..
falan derken

insanoğlunun günlük hayat akışındaki anlamsız kaprisleri
şimdi canım cicim bitanemken
erteri gün yüz çevirmeleri yok farz etmeleri
basit basit kimi konuları trajediye dönüştürmeleri
falan

öyle zavallıca göründü ki gözüme...

Hani zaten farkındaydım insan ilişkilerinin anlamak konusunda bir sorunum olduğunun da
altını kalınca çizdim yine..

muhtemelen terslik bende..
Herkes eğri ben doğru olacak değilim ya

şükür ki ben kadar eğri birkaç kişi var hayatımda.. her daim oracıkta kalacaklarına emin olduğum...

hani en sevdiğim atasözüdür anmadan geçmeyeyim ki
"sel gider kum kalır"

salut kalan kum tanelerime :))

şimdi "insan"lık can çekişirken orda burda...
kimine kurşun sıkılırken... bomba atılırken
kimi sözde -doğal- aftelerde çürük çarık binalar altında can verir, can çekişirken
basit "sosyal analizler"* ile benden gidenlerime ise
haliyle
güle güle ;)

hani pek meşhur bir lafım vardır
tanıyanlar iyi bilir
"çok da PİLİ PİLİ"




dipteki not:
sosyal analiz: Karanlık oda derslerim sonucu tanışıp, tanışmaktan çok mutlu olduğum, kum tanesi olmaya kuvvetli aday Yeşim jargonundan zevkle ithal ettiğimiz bir kelime olup "dedikodu" sözcüğü yerine kullanılmaktadır efenim :)))

21 Ekim 2011 Cuma

Bir Cümle...

İmlası bozuk bir cümleyiz seninle...

Öznesi gizli, yüklemi yanlış yerde...

Olur olmaz yerlerden virgüllü...

Nesnesi eksik, zamiri meçhul, sıfatı belirsiz tamlama...

Noktası kayıp

Buna sebep bitmek bilmeyen bir cümleyiz seninle

Basit bir cümle;
imlası bozuk
ama sayfalar dolusu sürüp giden biteviye.....

19 Ekim 2011 Çarşamba

söyleyecek söz kalmaz bazen..(26 şehit ve onlarca yaralı erin ardından...)

Doğrudur yıldırımın düştüğü,


yağdığı yağmurun,

bulutların rüzgarla sökün ettiği.

Ama savaş öyle değil,

savaş rüzgarla gelmez;

... Onu bulup getiren insanlardır.

Duman tüten topraktan bahar boyunca,

dökülüp yükselir birden gökyüzü.

Ama barış ağaç değil,

ot değil ki yeşersin:

Sen istersen olur barış,

istersen çiçeklenir.



Bertolt BRECHT