3 Aralık 2010 Cuma

Büyülü Fotoğraf da neyin nesi diyen varsa...

iyi midir kötü müdür bilemediğim bir huyum var...
Kafayı taktım mı bir mevzuya, dibine kadar girip görüp öğreneyim istiyorum...
Öğrenmenin yaşı yok... Okudukça, gördükçe, duydukça fark ediyorum ki
bir hiçim aslında şu koca evrende...
ne biliyorum ki aslında?
bilinebileceklerle kıyaslandığında bilebildiklerim okyanusta bir damla bile değilken...


Fotoğraf bu aralar beni en meşgul eden konu
Sürekli okuma
araştırma
bulma
tanıma çabasındayım...
Ne kadar çok dalarsam
o kadar görüyorum ne derece dipsiz kuyu olduğunu
zaman zaman ümitsizliğe kapılıyorum karşılaştığım kareler yüzünden...
Beni eni konu büyüleyen -ama resmen büyüleyen, öylece bakakaldığım gözümü ayıramadan epey süre- karelere imza atmış olan fotoğrafçılara rastladım araştırıp okurken...
Her şeyi öğrenemem elbette
ama ne kadar fazla o kadar iyi sanırım...
Her bilgi girişi, her görsel yansıma gri hücrelerime çarpan
hep yeni bir bakış açısı
yeni bir görüş perspektifi sağlıyor bana..
Perspektifimi ne kadar genişletebilirsem o kadar iyidir bana kalırsa...


Son tanışıklığım Rarindra Prakarsa
ve onun vasıtasıyla ulaştığım yakın arkadaşı Andre Arment
tarzları tamamen aynı
sanırım Arment biraz Prakarsa'dan esinleniyor...
Çok çok iyi kareleri var ama kendi tarzını yaratsa belki daha doğru olur
çünkü Arment'in karelerini gören birisi tereddütsüz Prakarsa dyecektir...
ve bir fotoğrafın Prakarsa'ya ait olduğunu anlamak son derece kolay
(Arment'i saymazsak) tereddüde düşürecek tek karesi yok...
İmzaya ne hacet tarzı imza olmuş demek lazım galiba.


Prakarsa "Doğa'da İnsan" çeken bir fotoğrafçı
fotoğraftaki çıkış noktası ve ana prensibi
"insanlar tablo gibi fotoğraları ve fotoğraf gibi tabloları severler"
çıkış noktasına zerre ihanet etmemiş
karelerinin yağlıboya tablolar değil de fotoğraf olduğuna inanmak son derece zor.


Prakarsa ciddi boyutta dijital teknoloji kullanan ve bunu açıkça dile getiren bir fotoğrafçı, çok eleştirilmiş fotoğraftaki manipulasyonları sebebiyle...
ancak fotoğrafçılık camiasında da ismi yer etmiş "rarindra etkisi" adı altında uğraşılıyor kareleri taklid edilmeye...
ben manipulasyona -anlamsızca yapılmadığı sürece- karşı değilim... Elbette fotoğrafın kadrajlandığı andaki amacından alıp çok uzaklara taşınmaması lazım... Analog fotoğraf çekip de dijital çekenlere tü kaka muamelesi yapan hele Phptpshop'un adını bile anmayan andırmayan kimi fotoğrafçının vakt-i zamanında karanlık odada neler yaptığını da biliyoruz elbette...
Ayrıca Rarindra'nın karelerini bu derece büyülü yapan sadece dijtal fotoğraf işleme teknikleri olamaz..
Bence o ülkenin iklimi, renkleri, tropik etkiler taşıyan havası da büyük pay tutuyor bu karelerin ortaya çıkmasında...


Aslında bu kadar söze gerek yok
Kareleri gördüğünüzde bir araba lafı gereksiz ettiğime
bu kareler için kelimelerin kifayetsiz olduğuna emin olacaksınız sanırım en az benim kadar...




5291450-lg[1]


4906456-lg[1]


5355919-lg[1]


4994338-lg[1]


11458011-lg[1]


10937032-lg[1]

Gerçekten masal gibi öyle değil mi?
Prakarsa'nın Endonezya'da
"Endonezya'nın Büyülü Deklanşörü" ismiyle tanınması
sizce de çok normal değil mi?


ve
Andre Arment'e ait kimi kareler
aynı kişi basmış gibi adeta deklanşöre...


9339148-md[1]


6412508-md[1]








10128151-lg[1]

11 yorum:

♥sibelinsu♥ dedi ki...

Gerçekten de tablo gibiler,paylaşım için teşekkürler

Yazgüneşi dedi ki...

Di mi :))
paylaşmak benim için zevk
sıradışı isim ve tarzlara rastladıkça devam edeceğimdir sanırım paylaşımlara
sevgilerle :)

Adsız dedi ki...

kartpostal gibi :)

nil dedi ki...

masal diyarı sanki her bir fotoğraf...

ben hem oynama yapmama idealini savunanları hem de manipüle edilebileceğini söyleyenleri ayrı ayrı haklı buluyorum. birbirinin ürünlerinden keyif alınıp saygı ile yaklaşıldığı sürece ikisinin de hazzı ayrı diye düşünüyorum.

beni bu diyarlara sürüklediğin için teşekkürler nes'cim, sen beni sürükle ben peşinden taaa nerelere gelirim :)))

Yazgüneşi dedi ki...

nilcim fotoğrafta hem doğallığı hem oynanmışlığı sevmek konusunda tamamen katılıyorum sana

her ikisinde de ayrı ayrı güzellikler buluyorum çünkü ben de sen gibi

ama bu kareler
hakikaten bildiğimiz masal..

duygu dedi ki...

sanki elimi uzatsam o topa dokancakmışım gibi, o yaşlı teyzenin eşarbını düzeltebilecekmişim gibi....
o kadar gerçek...

sen gibi...
senin karelerin gibi...
öf yaa...
özledim deli gibi...
hadi be kadın
gel hadi...

Yazgüneşi dedi ki...

Duygummm
burnumun direği sızladı

geleceğim
söz
yakında
çok yakında

çok özledim çoook

MODA GEZGİNİ dedi ki...

ooooo mükemmel canlımı canlı fotoraflar.harika.blogunu çok güzel buldum.izleyicin oldum kabul edersen canım.tebrikler.huyunu beğendim dibine kadar başarılısın:)

Yazgüneşi dedi ki...

moda gezgini hoşgeldn
elbette sakıncası yok izlemende
bilakis memnun olurum
:)

Elif Gizem dedi ki...

Masal, düş, büyü, rüya... Hayalgücünün ötesine renkleri taşıyan her türlü tanım... mükemmel bu fotoğraflar...

Ben yine de senin objektifini daha çok seviyorum. Ve senin yaprakların üzerinde fotoğraf çekerken ki halini:)

Yazgüneşi dedi ki...

Elifcanım...
teşekkür ederim
seni yerim
iyi ki varsın
öptüm...

kocamaaaan