8 Haziran 2011 Çarşamba

"Falımız fallanmış" demek bu olsa gerek işte...

papatya


İlk gençlik yıllarının kuralıdır.. Her kendini "aşık" zanneden genç insan, eline geçirir geçirmez bir papatyayı.. hiç düşünmeden başlar taç yapraklarını yolmaya
seviyor
sevmiyor
seviyor
sevmiyor....
...
hüzünlü artık
seviyor
sevmiyor
sorunsalı..
yaş ilerledikçe
böyle
ve işin tuhafı
insanın kıyamayışı o narin yaprakları koparmaya
isterdim oysa
bir papatya falına inanacak kadar saf kalabilmeyi
"seviyor"lara ışıl ışıl gülümseyip
basit bir "sevmiyor"a iki damla yaş dökebilmeyi...
heyhat
ne gülümsemelerim gülümseme şimdilerde
ne de ağlayabiliyorum dilediğimce....

6 yorum:

duygu dedi ki...

bunu okuyunca tek bir şarkı geldi aklıma;
ooo papatya, son bir defa bana bak...
benimle kim kalacak,
ışıklar kapanınca,
senden çok uzakta...


sevgiyle hem yazım hem güneşim..

Yazgüneşi dedi ki...

ben hep yanında kalacağım yürekyarım...
hep..
tanrı izin verdiği sürece
hasretle.......

nil dedi ki...

"boynu bükük bir papatya olduğuma bakıp da, senden vazgeçtim sanıp sakın aldanma"

ey aşk sana söylüyorum ;)

Yazgüneşi dedi ki...

hiişt aşk
duydun di mi..
sakın yamuk yapma :))
öptüm kocaman masmavim

Elif Gizem dedi ki...

Bu duygu, bazen hayatın boğazımızda düğümlenip kalması mıdır acaba? Gülemezsin ama ağlayamazsın da. Düğüm işte. Bir kadının içi gibi kördüğüm hayat...

Bir de lise yıllarımdan hatırlıyorum sanki şunu:
Ne olurdu bir yaprağın daha olsa
Bak sevmiyor işte beni hain papatya :)

Yazgüneşi dedi ki...

ah o düğümler... ah onlar yok mu...

evet böyle dizeler yazardı dimi okul sıralarımızda kantin duvarlarımızda..
suçu masum papatyaya atmak ne de kolay o yaşlarda...