14 Haziran 2011 Salı

"üstüne alınma, sana gel diyen mi var?"

"ben seni değil, seni sevmeyi sevdim
ben seni değil seni özlemeyi sevdim""
diye bağırıyordu şarkı avaz avaz ve kadın ilk defa sorguluyordu kendisini

O adamı mı seviyordu, yoksa o adamı sevmeyi mi seviyordu...

Aşk acısının buruk bir lezzeti vardır, tadan bilir... Bağımlılık gibi birşey miydi acaba? Hani "kavuşamazsın aşk olur" demiş ya ozan...,öyle miydi gerçekten...
Bilmiyordu kadın
bilemezdi..
Hiç kavuşmamışlardı ki kaçamak dokunuşları saymazlarsa... ki onlarda sayılmayacak cinstendi gerçekten....
"çok alışmışım onu sevmeye"
diye mırıldandı kadın içinden...
o değildi alıştığı...
onunla olursa biliyordu ONA alışacağını
ve birine alışmak demek, kaybetmek demekti heyecanı...
oysa sevgiydi kadının sevdiği
doğru söylüyordu şarkı...
"sevmeyi seviyorum ben" dedi içinden kadın
gülümsedi hafiften...
adam kadının adamı olsaydı, kadın adamın kadını...
sevgi zamana yapışıp bulaşacak, azala azala bir şey kalmayacaktı ellerinde avuçlarında...

şarkı bitiyordu..
şarkıcı kadın sakinleşmiş usul usul

"Hep bildim ki benim sevdam var


Üstüne alınma sana gel diyen mi var?"

diyordu...

Kadın cep telefonuna yazdığı kısa mesaja baktı bir süre..

"iyi misin? sesin soluğun çıkmıyor nicedir... küs müyüz yoksa?"

omuz silkip "sil" tuşuna basıverdi "gönder" yerine
telefon sordu "taslaklara kaydedilsin mi?" diye
"hayır" ı tuşladı kadın

söylendi kendi kendine..
"seni sevmeyi seviyorum ben adam...
seni kazanmak
sevgiyi kaybetmekle eşdeğer..
sevdam daha kıymetli senden..
açık olsun yolun"

59424_114454281944020_100001383462281_105263_2564555_n

sonra uzun süredir yapmadığı bir şey yaptı kadın, cep telefonunu kapattı tamamen

yatak odasının balkon kapısını açtı ardına kadar... gün ışığını davet ederek odasına

farkettiği gerçek koca bir yükü indirmişti adeta sırtından..
dinginlikle baktı bir süre onu kendine davet eden yatağına...

sıyrılıp nicedir başına bela olan uykusuzluktan
kıvrılıp öylece üstü başıyla
huzurla kaydıııı gitti uykunun o her şeyin üzerini örtüveren  kaygısız alacakaranlığına...

34 yorum:

Zıvanasız dedi ki...

bir de de sevilmeyi sevenler var.
üstelik sevilmeyi kaybetmemek için seni çok seviyorum cümlesini kolaylıkla kullanabilenler...

seni sevmeyi sevmek, sevilmeyi sevmek derken; birbirini sadece o olduğu için seven tarikat nerde allasen?

bugün bizim ofisin yangın merdiveninde kimsenin kendisini duymadığını sanan kız, sevgilisine "sen facebok da o kadına nasıl onu yazarsın, ben yapsam ne düşünürsün, senin sevgin bu mu" derken düşündüm. yaw ne noktalara geldik, mesajının içeriği kadar sevmeler, sms göndermezsen sevmiyor sanmalar, birine ölüyorum bitiyorum derken öbürüyle kikirdeşmeler...

tavşan aldı dağa kaçtı gerçek sevmeleri galiba, bize de şimdi demiyim ne kaldı:) depreştim mi n'olduysam artık. kusura bakma.

Yazgüneşi dedi ki...

sevgili zıvanasız...
nasıl da iyi anladım demek istediğini ve nasıl da çok hak verdim sana bilsen...

gözgöze iletişimi unutalı insanlar sıradan face mesajlarını ciddiye alıp ona gerçekten değer verenleri kolayca kırıp yıpratabiliyorlar mesela...

ben teknolojik iletişimlerin bunca ciddiye alınmasından hiç hoşlanamadım..

eski kafalı derlermiş
desinler
öyleyim
iyi ki de...

ve sevilme bağımlıları demişsin
bilmem mi..
sevilsin de
onu seveni yitirmesin de
kime ne olursa olsun
ama herkes onu sevsin
illa ki onu sevsin, ondan hiç vazgeçemesin
peeeh..

kim depreşti tartışılır galiba..
sevgiyle :)

nil dedi ki...

du bakiyim doğru anlamışmıyım; beni hep sevin olur mu :)))

konuşsak da eleştirsek de biz de yapıyoruz işte bazen, ha facede bilmem kime ne yazmış, ha karşı masada oturan kadına biraz fazlaca bakmış farkeder mi, öenmli olan gözünün senden başkasını görmesi ve snein buna dyanamayacak kadar çok seviyor olman. ben teknolojiyi seviyorum ya savunayım dedim :)))

Zıvanasız dedi ki...

teorik sevgi diyelim biz ona. pratik nanay. atıyorsun maili aşkım diye, aşkın oluyo artık o.
sorumluluk yok, eve kiraz getirmedin diyen yok. kavun da olur... çocuk yoksa da hayal kuruyorsun, altını değiştirme derdi yok. miss

böyle sevgi olunca zaten aslında sevmenin gereklerini yerine getiremiyor ki insan. herkes birbirini sevdiğini sanıyor, ortada ne seven var ne de sevilen.

sevdiğini ve sevildiğini sanma duygusunun da bir yerde barajı patlıyor tabii...

bu kadar sevgi lafından sonra sevgiler:)

Kaymaklı Kadayıf dedi ki...

Nasıl güzel bir ışık bu bu, uzanasım geldi yatağa vallahi...

BuRCu dedi ki...

Seven ve aynı şekilde sevilen çiftlerin birbirini gereksiz yere kırmalarına, kıymetlerini bilmemelerine ne diyeceğiz peki? Aç gözlülük mü?

Yazgüneşi dedi ki...

@Nil'im teknolojiyi ben de seviyorumm.
face siz bir ben hayal edebiliyor musun?
ne mümkün
ulu internet bana neler neler kazandırdı
hayatımdaki tonla iyi ki onun sayesinde
ihanet edemem
lafım reel iletişimi ıskalayıp da sanal iletişimle yargılayanlara onları sevenleri

@sinemcim nasıl da huzur yüklü değil mi? geçen yıl eylüldeki bayram tatilinde büü ile yaptığımız ispanya kaçamağında kaldığımız apartın yatak odası burası... ben niye aşık oldum granada granada diye sayımsayım sayıklıyorum... ;)

@burcu reel iletişimde olur, karşılıklı kaprisler, kırmalar, can acıtmalar, şımarıklıklar... benim demek istediğim sanalda ki mimiksiz vs. kelimeleriden kılıflar uydurup o uydurulan kılıfa inanıp kendi kendindilerinş ve karşısındaki anlamamkta ısrarcı olanlar :)
ve karşılıklı sevip de inatla biribirini üzen çiftlere de ya kaprisli ya uyumsuz diyorum ben
"sevgi anlaşmak değildir nedensiz de sevilir bazen küçük bir an için ömür bile verilir ";)

BuRCu dedi ki...

Benim için gerçeği ya da sanalı farksız :) Sanalda da yazışan biziz sonuçta. Yersiz gibi gözükse de o davranışlar, ben de sevgili Nil gibi düşünüyorum :) İnsan seviyorsa tahammül edemiyor bir başkasıyla samimiyete. Tabii bunun izin veren tarafı da var. Sevildiği ve sevdiği halde ufak tefek muzurluklara kapılıp giden. Aman öyle bir söylenesim geldi işte :) Kaprisler güzeldir, renk geliyor :D Yoksa monoton monoton olur mu hiç :) Toplumsal mesajımı da vereyim: Kıskançlığın da bir dozu olmalı. Hı hı evet olmalı, bunu sen mi söylüyorsun diyor iç sesim. İyi akşamlar ;)

Yazgüneşi dedi ki...

sevgili zıvanasız
ben gözümün içine bakarak "aşkım" demeyen adamın aşkını aşktan saymam

haa sayan saysın
o da bir tercih
ben saymam:)))

sevgiler

Zıvanasız dedi ki...

artık aynada kendime bakıp her ne denecekse kendi kendime diyorum ben.

aşk; hormonların bizimle oynadığı bir oyun zira.

Yazgüneşi dedi ki...

"aşk en eski yalan Ademle Havvadan kalan" :))

Zıvanasız dedi ki...

her duruma da bi şarkısı var:)) günaydın

Yazgüneşi dedi ki...

ahahah alemsin yaw güldüm sabah sabah kikir
o zaman
"günaydııın günaydııın, gözünaydın günaydııın" diyelim mi :)

Zıvanasız dedi ki...

diyelim:))

ardından bu su hiç durmaz çalsın ortaçgil' den:)

Yazgüneşi dedi ki...

vallahi yakışır :)
ben zaten senin blogdaki listeyi dinleyip duruyorum bir zamandır pek güzel pek
emeğine sağlık :)

Zıvanasız dedi ki...

revize edeceğim yakında onu, istek parça alırım:)

kahve zamanı şimdi.

Yazgüneşi dedi ki...

yaşasınnnnn.. :)

"bir fincan kahve olsam kırk yıl hatırımm vardırrrr." nırınım nırınım :))))

afiyet olsunn

Zıvanasız dedi ki...

allahım isteğe bak, sana kalsak listenin yanına bir de büyük rakı bırakmamız lazım:))

Yazgüneşi dedi ki...

delü
istek değil bu
ahahah hiiiiç işim olmaz

kahve zamanı dedin ya
ona sebep yazdım...
isteklerim belli
cumartesi akşamından hatırla
bu cumartesi de devamı gelecek
haaa 110
unutma :))
ayyy ne yüzsüzüüüüm pesssssss

Zıvanasız dedi ki...

fincana kahve koydum gel gibi bir performans beklerdim senden:)

kırk yıl hatır mı kaldı, kırk saati öp de başına koy zamanı şimdi:)

Yazgüneşi dedi ki...

olsun
ben eski kafalıyım... kırk yıl hatırını sürüyorum hala bi kahvenin

sade olsun benimki
türk kahvesi
okkalısından
sevmem öyle nescafe falan ben..
kahvenin hası olacak şekerle bile lezzeti bozulmayacak ;)

Ebru dedi ki...

"Başıma gelen en iyi şey acı çekmeye alışmaya başlamam." diyordu sanırım Frida. Alışmak yan yana durmuyor aşkla. Durursa aşk olmuyo:))

Zıvanasız dedi ki...

ha bir de ben yapacağım kahveleri?

tabii devir değişti çelik de değişti:))

tamam saatleri ayarlıyorum. 2051 haziranında da burdayım:)

Yazgüneşi dedi ki...

Ebrucuğum..
işte aynen öyle..
hakikaten alışkanlık bitirir aşkı..
sağa sola sıvışa bulaşa bir bakarsın boş ellerin

Yazgüneşi dedi ki...

e zıvanaszım canım işte 40 koca yıl hatır şansı verdim sana
hatırın için çiğ tavuk desem yiyeceğim
haa yoook istemem diyrsun madem
boşnak kadını kontenjanımdan nefisssss kahve yaparım
hemen yapiimm
lâkin vakitlerden öğle yemeği vakti olmuş..
yemek arkası kahvesi mi yapsak bilemedim :)

Zıvanasız dedi ki...

çiğ tavuğa gerek yok ama kırk yıllık kahve fikri artık bu fikirde insan pek kalmadığı için anlamlı geldi.

yemek sonrası bu olsun olmuşken.:)

Yazgüneşi dedi ki...

e beklerim o halde :)

Zıvanasız dedi ki...

2051 :)

sade olsun aynı olsun.
bir de daim olsun:)

Yazgüneşi dedi ki...

olsun gözüm olsun
ne olacaksan olsun :)
ehüü

emesene mi çevirdik burayı ne ahahah:)
ee hadi soğumadan kahve

Zıvanasız dedi ki...

daha çok kahveye çevirdik :)

taze elden taze kahve misali, çok teşekkür ederim, keyif kattın neşenle.

Yazgüneşi dedi ki...

hmmm taze elden taze kahve
ben resmen ama resssmen iltifat olarak alır kabul ederim bunu
bu yaşta taze oldum ya
ohhh sefam olsun ama :)

Zıvanasız dedi ki...

olsun gözüm olsun sefan olsun:)
buradan sonuna kadar hakediyorsun gibi görünüyor zira.

Yazgüneşi dedi ki...

ahahahyyt ben bunlardan sonra yükseldiğim yerden yeryüzüne biraz zor vasıl olurum ama:))))

Elif Gizem dedi ki...

Değişik bir bakış açısıyla dile gelmiş. Her kadının bildiği ama her kadının cesaret edemediği bir uzaktan sevişle birleşmiş yazı. Ben severim uzaklıkları. Yakınıma gelince her adam kurbağaya dönüşecek sanki. Korkarım adım adım yaklaşırım bu yüzden :)
Bir de o oda, resmen uykumu getirdi :) Öyle güzel...