İlk kitabı ismine vurulup aldığım vakit pornografik bir yayınla karşılaşacağımı beklemiyordum şüphesiz..
arkasını okumadan
eleştirilere göz gezdirmeden öylesine bodoslama aldım ilk kitabı..
"Grinin Elli Tonu" kafayı fotoğrafla bozmuş, hele ki bir de karanlık oda tecrübesi geçirmiş bir fotoğraf gönüllüsü için nasıl da cazbeli bir isim bilemezsiniz..
Bu cazibeye kapılarak aldım "Grinin elli tonu"nu..
erotik yayın uyarısı da varmış aslında arkasında ama gözümden kaçmış..
hoş erotik tabiri çok masum kaçmış, kitap katısız porno :D
"ayyy ne ayıııp ben okumaaaam" tarzı bir tip olmadığımdan okudum elbette.
ve elbette hayal kırıklığı idi
lakin hiç bilmediğim bir pencere açıldı "bdsm"
duymuşluğum bir kaç kareye denk gelmişliğim vardı elbette ama kitap sayesinde olayın her detayına vakıfım artık :)
hoş bilsem ne olacak
bildiğiniz sado-mazo bir sapıklık işte
haaa madem kitapta umduğunu bulamadın, bildiğiniz pornografik yayın diyosun ne demeye ikinci ve üçüncü kitapları da aldın okudun ki diyeceksiniz di mi?
e meraaaaaak
insan merak ediyor.. Kitapların yazarı kadınceiz üstüne basa basa bütün röportajlarında "aşk" romanı yazdığı konusunda o derece ısrarlıydı ki ( kitap beni şoke ettikten sonra kamu oyunda getirdiği sese bir göz attım ne ayakmış la bu diye :))
nası bir aşkmış hele bu dedim
okumakta olduğumu bildiğinden üçlemenin sonuncusu "Özgürlüğün elli tonu" Edoşun yılbaşı hediyesi idi bana
arada kalanı yani "Karanlığın elli tonu"nu da -hayatta 2 bilemediniz 3 defa yaptığım bir şeydir hiç hazzetmem ama- korsan satıcılardan elde ederek seriyi tamamladım..
2 ve 3 pornografik yayım kıvamından birazcık sapıp eski devirlerin miğde bulandırıcı "beyaz dizi"leri tadına yönelmişti...,
ortaokul yıllarımda herkes okuyor diye meraktan arkadaşlarımınkilerden bir iki tane alıp tiksindiğim beyaz-pembe diziler gibi bir şeyler...
yapış yapış iiğrenç yapmacık ötesi bir aşk anlatımı.. aşktan soğutur insanı yeminle
arada pornografik sahneler ihmal edilmemiş elbette :)
Herry Potter'ları bile sollayarak tüm dünyada satış rekorları kırmış bi de
vay canına..
ee insanoğlu işte
seviyor seksi muhabbetleri :)
bazen böyle sıfır katkılı laf ola beri gele kitapları okumak da fena olmuyor, çekirdek çitlemek gibi.. aslında; bir noktadan sonra öööğak gelir lakin dibini görmeden de bırakamazsın ya öyle bir şey işte...
Tavsiye eder miyim?
etmem
gerek yok okumaya
ama okursanız da bir kayıp değil.. bol pozisyon zenginliği var :D
ilk kitabı okumak kahve içmek gibi geldi bana :)
hani kahve pişerken olağanüstü; süper cazip kokar da içerken koktuğu kadar da lezzetli değildir aslında ya..
yani en azından bence öyle
hah
grini elli tonu da harikulade bir isim
ama okuyunca ciddi hayalkırıklığı
kahvenin lezzetine hakaret etmese miydim ki acaba :P
neyse..
özetle
yazık olmuş o güzelim isme ya la :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder