8 Eylül 2008 Pazartesi

Neler Okudum

tatilde yaptığım en tatmin edici şeylerden birisi de okumak oldu.

nasıl özlemişim tüm dikkatimi vererek, yazılanların içinde kaybolarak okumayı...

okuyamaz olmuştum son zamanlarda

şu veya bu sebeplerle

hepsi geçti gitti

şükür



neler mi okudum?

İşte



Olasılıksız- Adam Fawer.... Kurgusu ve anlatımı etkileyici. İçerdiği bilimsel yaklaşımları -bunlar doğru mu ki?- dürtüklenmesiyle internette kabataslak yoklamadım değil. Gördüm ki doğru temellere dayanan ama yine de yanlış anlaşılmalar içeren bir durum söz konusu. Yani okuyacaklara tavsiyem çok inanmayın; sadece romandır yaklaşımı ile okuyun. Bir de hiçbir şey "olasılıksız" değildir mesajı var verdiği. O mesajı çok sevdim.



Kadından Kentler-Murathan Mungan.... Kadın ruhunu kelimelere taşımak öyküler aracılığıyla anca bu kitaptaki kadar olur dedim son sayfayı tamamlayıp kitabı kapatırken. Murathan Usta'nın önünde saygıyla eğilirim....



Kürk Mantolu Madonna- Sabahattin Ali... Bunca zaman okumamakla ciddi hata yapmış olduğumu anladığım ve nasıl atladığıma şaşırdığım bir başyapıt bence. Usta'nın anısına derin saygılarımla......

Son Konuşma-Randy Pausch... Pankreas kanserinden ölmek üzere olduğunu öğrendikten sonra en büyüğü 5 yaşında olan 3 çocuğuna miras bırakmak adına yazdığı bir ton şeyden birisi bu kitap Randy Paush'un. muhteşem bir bakış açısı, inanılmaz bir iyimserlik örneği. Herkes okumalı bence, mutlaka okumalı. öleceğini bildiği halde aniden mesela bir kalp krizinden falan değil de öleceğini bile bile öldüğü için kendini şanslı gören, bu sayede çocuklarına bir sürü anı bırakabildiği için memnun olabilen bir kişilik. Roman falan değil, kanlı canlı yaşamış-ve ne yazık ki, 25 Temmuz 2008'de ölmüş bir adam... Çok şey öğrendim okurken, daha doğrusu aslında bilip üstünde durmadığım çok şeyin üstünde durmaya sevk etti beni. Teşekkürler Randy; mekanın cennet olsun..........

Suskunlar- İhsan Oktay Anar... "suskunlar’ı okuduktan sonra aynaya bakmak, yansıyan aksinizde gerçeği görmek, gördüğünüzü işitmek ve duyduklarınızla sağırlaşıp susmak isteyeceksiniz. sayfalar tükenip bittiğinde, kim bilir, belki de “suskunlar”dan biri olacaksınız… "
diyor tanıtımın son cümlesinde. Ve ben de susmayı tercih ediyorum. Çığlık çığlığa susmayı....
çok etkilendiğimi söylemem gerekir ve ne gariptir ki İhsan Oktay Anar'ın Suskunlar'ı yazmayı bitirdiği 30 Ağustos 2007'nin tamı tamına bir sene sonrasında yani 30 Ağustos 2008'de tamamladım ben de okumayı... Kapattım kitabı eflatun kapağa bir süre baktım, içimden hayatta hiçbir şey tesadüf değil dedim belki de Adam Fawer'in Olasılıksızlıkta söylediği gibi... Sonra da Sustum

4 yorum:

Nimetim dedi ki...

bende bir sürü beyaz dizi okudum:)))
he he:))))
hoşgeldin.


nimet

Yazgüneşi dedi ki...

:)
iyi yapmışsın
tatilde hafif hafif pek güzel gelmiştir kikir

Ayşegül AYGÜN™ dedi ki...

inanmiyorum..ayni kitaplari okumusuz.. olasiliksiz icin ayni seyleri dusundum..kadindan kentler ise beni senden daha cok etkiledi..madonnayi okumadim..elindeyse veriri misin okuyayim.. suskunlari ise bana sardunya almis..henuz baslayamadim..aaa bulusalim kitap kritiği yapalim seker ;)

Yazgüneşi dedi ki...

Kadından Kentler'in son hikayesi var ya
Hani insanı başa dönmeye
okuduklarını hatırlamaya zorlayan
o noktada zaten
Bu Mudur?
Budur
dedim ben
Kürk Mantolu Madonna Hülya ablada şu aralar
ondan gelince sana veririm
Sardunya geçen yılbaşı çekilişinde bana da almıştı suskunları'ı
ama bi türlü vasıl olamayınca birbirimize Burçak'tan ödünç alıp okudum ben :)
biraz tuhaf geldi başlarda bana ama sonunda nası yaa dedim
bu nasıl bir kurgudur...
sanat yeteneği de bu işte sanırım :)