18 Ocak 2011 Salı

"Portreyi portre yapan fotoğrafçı değil, mankendir" A D

Fotoğrafla tanıştığım gün
tanıştığım için bugün duyduğum hazzı söyleseler bana
inanmazdım muhtemelen...

Kaldı ki eğitmenimiz ilk derste
"fotoğraf çekmeye başladıktan bir süre sonra hayatı kadrajlamadan yaşayamaz hale geliyor insan, bunu göze alabiliyorsanız başlamalısınız bu işe"
dediği vakit abarttığını düşünmüştüm, yalanım yok...
Sonra sonra fark ettim az bile söylemiş olduğunu

Fotoğrafı okuyup araştırmak ciddi haz verir oldu bana ve bunca ufkumu açacağını da beklemezdim doğrusu...

Oku araştır sayesinde öyle isimlerle tanışıyorum ki her gün...
Hepsini burada paylaşamıyorum elbette
ancak bu ismi paylaşmadan edemeyeceğim...
Beni büyüleyen ustalardan birisi halini aldı varlığını öğrendiğim günden beri

1978 doğumlu Polonyalı bir bilimadamı / müzisyen / fotoğrafçı kendisi
Nasıl yani?
di mi...
Öyle işte...
Biraz bunalıma girmiyor da değilim laf aramızda böylelerine rastladıkça...
Andrzej Dragan
Dünya çapında tanınmış ödüllü bir kuantum fizikçisi / çok yetenekli bir müzisyen ve son derece sıradışı ödüllü bir portre fotoğrafçısı...

Bu üç uzmanlık nasıl olur da bir araya gelir demeden edemiyor insan...

Portreleri tarifsiz..
Dijital tekniklerle fotoğraf üzerinde oynamaları çok yapan bir isim ve hatta bunu öylesi ustalıkla yapmış ki kimi fotoğraf işleme programlarına direk olarak onun portrelerindeki etkiyi taklit edebilmek adına "Andrzej Dragan etkisi" şeklinde bir tuş bile eklenmiş.
Oturmuş bir tarzı isteyerek yaratmış olmadığını söylüyor Andrzej Dragan
Bir fotoğrafının herhangi bir yerde görülür görülmez
"işte bu bir Andrzej Dragan karesi"
denebilmesi o kadar önemli değil onun için
ve hatta tamamen tersi olması gerektiğini düşünüyor ve şöyle söylüyor:

"Biri, sürekli aynı yaklaşımla iş yapıyorsa izleyiciler bundan sıkılabilir. Kişisel olarak ben, izleyiciye zaten beklemekte olduğunu değil sürprizleri sunmayı tercih ederim."


Dragan Varşova Üniversitesi'nde öğretim görevlisi Yrd. Doç. olarak görev yapıyor ve "kuantum fiziği" öğretiyor. Kendisine eğer fotoğraf öğretmeye kalksaydı nasıl bir eğitmen olurdu sorusu yöneltildiğinde ise
şöyle bir yanıt veriyor:

"Ben fotoğraf eğitiminin çok mantıklı bir şey olduğunu düşünmüyorum. Fotoğraf okullarına hayran olduğumu söyleyemem. Bir okul konferansına, fotoğraf alanında konuşmak üzere davet edilseydim, sadece işlerimi gösterir, onları nasıl yaptığımı anlatır ve soruları yanıtlardım. Çok büyük tavsiyeler getirip, kuralları tanımlamaya kalkışmazdım. Verebileceğim en büyük tavsiye, hiçbir tavsiyeye uyulmamasıdır."

Dragan İnternet sitesinin kapağında kendi düşünce tarzını, David Lynch'in başyapıtı "Kayıp Otoban" filminden bir sözle ifade ediyor; ki bu söz beni de etkiledi bir hayli:

"Olan şeyleri kendi yöntemimle hatırlamayı severim. Ben öyle hatırlıyorum diye olayın öyle gerçekleşmiş olması gerekmez."

Çok başarılı bir portre fotoğrafçısı olduğu söz konusu edilip  bu konudaki başarısının nereden kaynaklandığı sorulduğunda ise çok basit bir cevap veriyor:

"Portreyi portre yapan fotoğrafçı değil, mankendir"

Fotoğrafı bunca basite alıyor gibi görünmesi bana kalırsa kuantum fizikçisi olmasından kaynaklanıyor, öylesi konularla uğraşıp dururken tamamen zevk almak, kafa dağtmak, kndini mutlu hissetmek için yapmakta olduğu bir şey onun için fotoğraf çekmek, bunu mesleği olarak görmüyor ve diyor ki:

"Ben fotoğrafçılıkta ruhu aramıyorum. Yaptığım tek şey kendimi mutlu etmek ve gerçekten mutlu olduğumda yaptıklarımı başkalarıyla paylaşmak. Başka bir şey için çabalamıyorum. İşlerime felsefeyi karıştırmıyorum. Benim kişisel değer yargılarım, aslında eğlenceli bir hobiden ibaret olduğunu düşündüğüm fotoğrafçılıktan başka alanlara kayıyor. Fotoğrafçılığı çok derin ve önemli bulmuyorum. O da duygularımızı etkilemenin yollarından sadece biri. Evet zaman zaman etkileyici olabiliyor ancak sadece duygular seviyesinde... Fotoğrafçılık gerçek bir bilgelik değildir. İnsanların sürekli olarak bu kadar önemsiz olan bir şeyin ruhundan bahsetmeleri bana çok saçma geliyor."

Bu kadar iyi fotoğraf çekip bunca ün sağlayabilmiş birisinin bu sözlerini okumak, bana sözde bu işi sadece hoby olarak yapan ama hırsa dönüştüren, bireyselleştiren, paylaşımlara kapalı, kadraj kıskanan, kadrajımı çaldı diye sağda solda dertlenen, iyi fotoğraf çektiğini her ortam ve fırsatta iteleme ihtiyacı duyan kimilerini bir kez daha anımsattı bana. Zaten beni hep gülümseten bu hırslı kesime daha geniş bir gülümseme ile bakar oldum  bu bakış açısına rastladıktan sonra :)

Dragan karelerini çektikten sonra fotoğraf işleme programında dijital fırçasıyla yeniden şekillendirdiğinden kimileri tarafından fotoğrafçı olarak kabul edilmesede bana kalırsa fotoğrafçı denemese de kendisine sanatçı demek gerekiyor. Çünkü öyle her fotoğrafçı gibi elinde makine gezip sürekli çekim yapmıyor, Çektiği karelerden kullanmaya karar verdiğinin üzerindeki çalışması tam bir ay sürüyor... 1 ayda sadece 1 kare
Bana kalırsa sonuç güzel...
Portreleri hayli korkunç görünse de göze, aslında gerçek insanı yansıtıyor ve bu yansıma baktığım her karesinde beni bir nebze daha fazla heyecanlandırıyor.

Portrelerinden bir kaç örnek ekliyorum buraya ama fazlasını merak eden olursa Dragan'ın resmi web sitesinin linki de işte burada:
http://andrzejdragan.com/
portre_andrzj_drgn_016_th

portre_andrzj_drgn_02_th

14

6
3

1

ve son olarak eğer kendisinin bilim adamı tarafını merak eden varsa diye
Dragan'dan Hayata Kuantum Bakış


9 yorum:

Sazan dedi ki...

Canım, bir solukta okudum ve ne de çok şey öğrendim.

En kısa zamanda ben de vizörden bakmak istiyorum :)

Sevgiyle kucaklıyorum, çok çok iyi ol ve öyle kal...

Yalcin dedi ki...

ben portreleri çok beğendim Nes... ne kadar farklı bir bakış portreye... ve bu bakış açısıyla bu harika fotoğraflar yapılabiliyorsa, paylaşımcılıktan uzak, dijital işlemeye karşı, kadraj kavgası yapanların, bireysel çalışmayı savunanların biraz öz eleştiri yapmaları gerektiğine inanıyorum... harika fotoğraflar ve bana fotoğraf adına çok güzel şeyler kattı yazdıkların ve Andrzej Dragan'dan alıntıların...

nil dedi ki...

hani benim fotoğraf anlayışıma çok yakın olmasa da, tanımak heyecan vericiydi. özellikle senin de vurguladığın gibi küçük işlerden büyük hırslar doğuran insanların da okuyup bilmesini çok isterdim. eline sağlık canım :)

Yazgüneşi dedi ki...

Sazanım
vizörden bakmak gerçek bir tutku gerçekten..

ve
sen de iyi ol ve iyi kal lütfen kucaklar öperim :)

Yalçın Abim
evet sen ve ben gibi manipulasyona karşı olmak bir yana taraftar olan bakış açısı için paha biçilmez değerde kareler gerçekten de:)))

ve Sevgili Nil'im
senin belgesel fotoğrafa yatkınlığın su götürmez
ve çok da iyi olduğun bu konuda
ama her görüşü okuyup benimsediğin yaklaşıma ters de olsa saygı duyarak bir kenara koyacağın da su götürmez elbette..
tarzımız ne olursa olsun diğerleini tanımaktan kaçmayız okumaktan hiç kaçmayan tarafımız yardımıyla
ikimiz de
öpüldün hem de
kocamanından

Kaymaklı Kadayıf dedi ki...

Öğretirken düşündüren bu post için öncelikle teşekkürler. Manüplasyonun abartısına karşı olsam da ellerinden öperim güzel iş çıkartmış, duymamıştım, bu ara çok okuyorum ama denk gelmedim zaatı allerine demek ki. Bilgi cimrisi denen bir grup var kesinlikle katılıyorum ben de bu arada ileri düzey photoshop ve indesign öğrenme çabasındayım, geçen fotoğraflarını beğendiğim birine photoshop ın hangi versiyonunu kullanmakta olduğunu sordum, picasa sana yetmiyor mu dedi, yorum yok yani yazım güneşim bir tanem. Ben de biri birşey sorsa madde madde anlatırım tuhaf geliyor işte bu yüzden bize, neyse herkes kendi yolunda gidermiş, sen yazmaya ve eğitmeye öğretmeye devam et:))

Kaymaklı Kadayıf dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
melt137 dedi ki...

AD nın portrelerini biliyordum hatta kendi çektiğim bazı fotoğraflara 'draganize' ayar vermeye çalışmışlığım da vardı fakat AD nın kuantum fizikçisi olduğunu bilmiyordum, paylaşım için teşekkürler, selamlar :)

Elif Gizem dedi ki...

Fotoğraflar canlı gibi harika. çıkıp odama gelecekler sandım:) mükemmeldi hepsi. bu arada yazı çok güzeldi. Tam benlik, seve seve okudum soluksuz.

Yazgüneşi dedi ki...

Elifcem canım özledim seni,
öptüm bi de

Meltem hanım ne demek :)
zevkle paylaşıyorum
sevgiler