fotoğraf:neslihan karayakaylar tamyaman
Seviyorum ben bu mevsimi...
çok hem de
--yaz kadar değil elbette
abartmayalım-- :)
ama içinde "son" geçen şeylerden hoşlanmıyorum.... hüznü "son"luğundan geliyor olsa gerek değil mi ya...
buna sebep "güz" demeyi seviyorum...
Defne Ağustos değil de Eylül'de doğacak olsa idi
"Güz" olacaktı ismi
Güz kızım olacaktı
ama o annesi gibi Yaz'ı seçti.. annesi gibi 19 Ağustos'u..
"Yaz" da diyebilirdik ona evet
ama nedense benim düşündüğüm anlamın dışında başka anlamları da olan bir ismi olsun istemedim... tonla maddeden oluşan bir isim seçme kriteri listem vardı zaten ...
az kalsın isimsiz kalacaktı çocuk..
neyse uzattım.. dağıttım saptırdım konuyu
toparlıyorum
son baharı seviyorum..
"son"ları sevmediğimden güz demeyi daha çok seviyorum
o olağanüstü renklerine ek olarak hüznünü seviyorum en çok galiba
bana en çok hüzün yakışır zira....
bir de şu şarkının tınısı dolandı kulaklarımda "sonbahar" deyip durdukça..
dinler misiniz benimle?
5 yorum:
bu yaşıma kadar en sevdiğim mevsim yaz ama en sevdiğim ay Aralıktı (doğduğum ay olmasından mütevellit), şimdilerde ise Güz-ü çok sevdiğimi farkediyorum...
o açsam mı yağsam mı bilemeyen hava, güneşli ancak hafif ürperten serinlik...
birde hüzün kısmı var ki, o başka bir mesele...
demem o ki, ben yine seninle buluştum fikren... peşin sıra gelmek adetim oldu canımcım...
derin oldu bu :)
Duygummmm bu piştilere hiç şaşmaz oldum artık galiba
gülümsüyorum kocaman ama bu değişmez :))
i.x.i.r... şarkı di mi..
deeeepderin
sonbahar yok pardon güz sevilir de sakin zamanlarda..
dokunuyor bu mevsim insnain ruhuna .. bana hic iyi gelmiyor maalesef.
Yorum Gönder