29 Ağustos 2014 Cuma

Nedir Farkımız?

Avrupa -özellikle İngiltere- insanı ile zaman geçirdiğinde insan kendisini sorguluyor.. Onlar böyle de neden biz değiliz?
Aslında sorun toplumumuz onlar gibi olamadığı için üzüntü duyan biz gibi bir avuç insanı ilgilendiriyor.. Geri kalanın zaten öyle bir bilinci yok ne acı...

Onlar nasıl ki?
Çok özgüvenliler.. Çok sakinler.. Çok kibarlar... Onların çocukları da deli gibi oynuyor denizde havuzda ama çığlık figan yapmadan.. ağlamıyorlar ota bota.. yemeklerini yiyip kalkıyorlar sofradan elli defa otur kalk git gel yapmıyorlar...
Anlatılmıyor ki...
Yaşamakla anlaşılıyor...

Bülent'in tespiti on numara; şöyle diyor:
"Onlarla bizim aramızdaki en temel fark, onlar etrafta başkalarının da olduğu bilinci ile yaşıyor, Bizimkiler sadece kendisi varmış ve tek önemli kendisiymiş gibi..."

basit gibi değil mi?

Ama olağanüstü bir farklılık yaratıyor..

Bizimkilerin yoğun olduğu ortamlar sürekli sinir harbi

Onların yoğun olduğu ortamlar kesintisiz bir huzur hali....

Ne acı :(

Bu farkı yaratan eğitim bence
ve onlar -hepsi en holigan kılıklı, dövmeli hanzosu dahil- okuyor..
her fırsatta...

Elifcim bir statüs yazmıştı geçen gün Faceine

"Salonlarında   kütüphanelerde kitap yerine vitrinlerde çanak çömlek sergilenen  bir ülke geri kalmıştır"
diye

çok haklı....




Bazen sahilde tabletine yapışmak yerine kitap okuyan bir çocuk yetiştirmekle yanlış mı yapıyorum ki'yi sorgularken buluyorum kendimi..


Çünkü biz mutsusuz.. o öylesine anıra haykıra saygısızca yaşayan okumayan gelişmeyen organizmalar mutlu...

Ama şu da var
Biz bu haldeyken nasıl organizma gibi yetiştireceğiz ki çocucuğu...?

İçim şişiyor içim...

"Sussam çare değil, konuşsam tesiri yok...."






3 yorum:

Makbule Abalı dedi ki...

Yazınızı zevkle, aynı düşünceleri paylaşarak okudum. Sanırım bu biraz da bizim "büyük aile" yapımızdan kaynaklanıyor. Çocuğun eğitiminde herkes etkili olmaya çalışıyor. Çelişkili durumlarda çocuk da şaşırıyor. "Ne doğru, ne yanlış, kim haklı, kim haksız?" Bol resimli gazeteler okumaya değil,izlemeye yönlendiriyor. Diziler kara kutuya bağımlı kılıyor. "Aile-okul-sosyal çevre" üçgeni sağlıklı ve sağlam kurulabilirse çocuklar da daha sağlıklı büyüyorlar.

4ncü Ev dedi ki...

Avrupa insanı ile Türk insanı arasında varolan ve yazınızda değindiğiniz farklar hayatın her alanına akseden bir kültür ve medeniyet farkı. Avrupa Birliği'ne Türkiye'yi almak istememelerinin de -siyasi, ekonomik, vs. diğer gerekçeler yanında- en önemli sebebi bu.

Yazgüneşi dedi ki...

Evet sevgili Makbule Abalı ve sevgili4üncü Ev..
tamamen aynı fikirdeyiz..
ne üzücü :(