13 Mayıs 2010 Perşembe

NEDEN........

Hesap sorma hakım yok...
İsyan etme hakkım da
Ama elimde değil işte
Sormadan duramıyorum
NEDEN?
Bir nedeni yok belki de
Var belki de
Ama ne
Bilmiyorum
Bilmek istemiyorum belki de
Ama
Duramıyorum işte sormadan
NEDEN?
Canım acıyor
Çok hem de
Yok öyle lafın gelişi değil
Bildiğimiz acı
resmen acıyor içim
Kağıt kesiği sanki iç organlarımın tamamı
İnce ince acıyor
Ama çok acıyor..
Kağıt kesiği misali işte
Sorma hakkım da yok
Bi de sordum diyelim
de Kime?
ama
sormadan duramıyorum yine
NEDEN?
Çok üzgünüm
Bir de kızgınım
Kızgınım evet
Hakkım yok biliyorum kızmaya
Hem kızsam da
Kime
ama kızgınım işte
Kırgınım bi de
Kime?
Hayata belki
Hani bazen öye hissediyorum ki
Kızımı alıp yeniden yerleştireyim rahmime
ve yok olalım birlikte
Hani ölmek gibi yok olmak değil ama
kimse üzülmesin ardımızdan
Hiç var olmamışçasına yok olmak sözünü ettiğim
Dağınığım
Paramparçayım
Toparlanmak adına yok hiç enerjim
ve daha kötüsü de isteğim....
söyleyecek söz de yok aslında
Boşa lakırdı hep bu ettiklerim
Cevapsız bir NEDEN sorusundan başka
yok elimde hiçbir şeyim.....

üzgünüm işte
yok başkaca da bir söyleyeceğim.........

11 Mayıs 2010 Salı

Farkındalık çok önemli aslında

Hergün yüzlercesinin altından geçiyoruz
Kaçımız farkında?
beni en etkileyen çiçeklerden birisi bu
sanat eseri gibi
ince ince düşünülüp detaylandırılmış
benzersiz tasarımı
muhteşem renkleriyle...

Her dakika gözgözeyiz
Kaçımız farkında?
Ben yıllardır farkında olduğum
ve çok kişiye fark ettirdiğim için seviniyorum...

Ne çok konuda önyargılıyız demek ki hayatta
incelemeden
aslına astarına bakmadan yargısız infaz edip asıverdiğimiz nice masum var kimbilir
ya da farkına bile varmadığımızdan yapacağını yapan nice suçlu

Ne çiçeği mi?
At Kestanesi

Evet evet
O kaldırım kenarlarında boy gösteren
sonbaharda kestanelerini yerlere saçan ağaç var ya
onun çiçeği işte
o kestaneler bu çiçekten doğma...

Kaçınız farkında?

10 Mayıs 2010 Pazartesi

Capon Balığı Akvaryumunda Sıkılırsa

25 aylıkken okullu olmuş bir çocuğu
Hele ki bu çocuk Capon gibi yerinde durma potansiyeli sıfır olan bir çocuksa
Annesi hasta oldu diye
4 gün eve hapsedersen
Ne olur?

Buyrun bakalım neler olur:

Giyinme soyunma konusunda uzman bir çocuk
Rüküşlük oyunu oynar mesela
Hasta Anne bir şekil yattığı yerden kaldırılıarak yüz boyatılabilir
Olamaz mı?

Yemek yaparken yardım edebilir Anneannesine, minik minik parmaklarla bezelye ayıklar pür dikkat belki
Sinirlenip Anneanne ve Anneye kaçıp salona, koltukta uyuyadakalabilir melekler gibi olur ya


Çılgınca dans etme ihtimali de olabilecektir muhtemelen



5 yılı bitirmeye 4 kalmış hayatı boyunca hiç izlemediğince CD-DVD izlemekten gözleri kare bakmaya da başlayabilir bir ihtimal, annenin hastalık muhalefetiyle çıkamayan sesinden istifade


Yine bu annenin çıkamayan sesinden istifade yasaklı şeylere yüz verebilir çaktırmadan, salonun orta yerinde boyama yapmak gibi misal

Egzantrik saçlar yaptırtabilir  azıcık oturabilir hale geldiği vakitler Anne belki de


Her şeyden öte
Oturup
Nefis kartlar hazırlayabilir Anneanne ve Babaanneye
Anneler Günü muhalefetiyle


9 Mayıs 2010 Pazar

Tüm Annelere ve Anne gibi Hissedenlere

Anneliği ne anlatır en güzel diye düşündüm bir süre...
Sabah Facebook iletime yazacaktım... Kısa bir cümle olmalıydı
Bir zamanlar bir yerde buna benzer bir cümle okumuştum, ünlü bir kadının lafı
Ama anımsayamadım kimdi
ve tam olarak böyle de değildi aslında
ben kendime uygun geldiğince yazdım
oldu mu
oldu
hem de cuk diye

"Zamanla anneliğin bir tarikata çok benzediğini, bir kez girince insanın kendine özgü çoğu şeyden vazgeçmesi gerektiğini ve çıkmanın imkansız olduğu gibi çıkmak da istenmediğini öğrendim."

Mevzu bu gerçekten de....
Annelik böyle bir şey işte









O zaman bugünü
Annem olduğundan
Beni ben yapan Muhteşem Kadına Bitanem Torişim Herşeyim Anneme

ve

Beni Anne yaptığından
Benliğime benlik katan zilli düdük, bilmiş böcek, capon balığı Defneme

ve

Büü'yü doğurup bana böyle bir eş kazandırdığından
Hep güleryüzlü,  benim parlayan asabiyeme tamamen zıt sakinliği ile kendimi sorgulatan, ilk günden beri bana gelin değil evlat muamelesi yapan sıcacık yürekli sevgili Aygül Anneme
armağan etmiş olayım
cümle alemin huzurunda....

Kutlu olsun
tüm annelere
ve
anne gibi hissedenlere

Sevgiyle...........



.
.
.

6 Mayıs 2010 Perşembe

BetaKadın

Evet yeni ismim bu
Büü koydu...

Yaaa dalga geçeni vururum amaa
evet
aynen öyle işte
38'ini bitirmeye 4 kala
kızından aldığı beta ile komalık kıvama gelebilmeyi başaran kaç kadın var aranızda hı
çıksın söylesin bana

Nck şaka diil
Komalık oluyordum  hakkaten...

Pazartesi akşam kötü hissetme durumum vardı, Büü'ye de söylemiştim hatta
Ama alerjik rinit de var ya olmazolasıca
kavak tozları da ortalıkta cirit attığından bir süredir, burun kaşınma eğiliminde haliyle bolca
Ona yordum, durmadım üstünde
ama yine de yatarken attım bol parasetamollü bir kür noolur noolmaz hesabına
Salı sabahı çok da neşeli kalkmadım ya
dedim salı sallanır, açılırsın dur hele
öğle yemeği öncesi bir başdönmesi, mide bulantısı falan
yok yok değilim hamile :)
neyse
pek bir şey yiyemedim yemekte
ofise döndüm
ateşim yükseldi fark ettim... Ayguk geldi hatta bir ara
bak dedim ateşim mi var
baktı
dedi evet biraz var
tam o sıra Pınar'ı okudum, kendimizi ihmal ediyoruz, doktora gitmiyoruz filan diyordu
Ayguk da üşenme iki kat aşağı inecen alt tarafı, git bi baktır kendine deyince
e peki madem dedim
indim sağlık merkezine
ateşimi ölçtü hemşire
suratı bi değişti
bir başka ateşölçer getirip onunla da ölçtü surat hala değişik
ateşiniz var çok dedi
hıı var biraz farkındayım ondan geldim, yoksa pek gelmem biliyosunuz, hatta hiç gelmem dedim
yorumsuz yorumsuz baktılar ikisi de yüzüme
doktorun yanına girdim
- nedir şikayet
- anjin olmuştu kızım, bana da bulaştı sanırım
- bakalım bir, geçin şuraya aaaa deyin
- aaaaaaaaaa
- aaa bu ne, nasıl yutkunuyosunuz siz
ateş de kulaktan 39, ayakta duramıyo olmanız lazım sizin, hemşire arkadaşlar ateşölçer bozuldu zannetmiş hatta
- eee ben biraz it canlıyımdır da
- e belli valla, iyi değil ama bu kadarı da; kan ve boğaz kültürü verin hemen antibiyotiği ona göre seçelim...
kan alınır, kültür verilir 15-20 dakika sonra hızlı beta testi ibresi pozitifi göstermektedir.
-Penisilin yapalı size
- ama ben yaptırmadım daha önce, bünyem de alrjik, alerjik rinitim de var üstüne
- hmmm ağzıdan penos o zaman, normalde 12 saatte bir verilir ama 8 saatte bir alacaksınız siz
2 gün de rapor yazıyorum, uzatırız gerekirse

şehir dışında olan amirim de dönmüş ben sağlık merkezindeyken, ofise döndüm ki offfffffffff barut fıçısı kıvılcım değse patlayacak
Ayguk geldi yardıma halledelim yapılacak işleri diye
onu isterim bunu da yapın
bi de üstüne bunu da isterim
doooru düzgün yapın dıtdıtdıt bıtbıtbıt
derken saat oldu 4
gitti raporun 1 günü
hani 1.5 saat daha kalsam mesai bitecek zaten
ama algılar falan yavaş bende
dünya flu bilinç gelip gidiyo
Ayguk söyledi sonradan zırvalamışım bir hayli :P
caponu okuldan alıp taksiyle evin yolunu nasıl buldum hatırlamıyorum eve geldiğimde 40'a dayanmıştı ateş
anniş toriş zıplayıp geldi acil yardıma
zor şer azıcık düşürdük ama
hakkaten bilincim gitti bir ara
işte o gün bugün serili vaziyetteyim
kan değerleri de yüksek çıkmış ayguk aldı bugün raporu iki gün daha uzatmış doktor
geçmez demiş kolayca, iğne yapsak iyiydi
olmadı yaparız pazartesi hala iyi olmazsa
olmama ihtimali var yani bööööö

ama bademciklerim görülmeye değer
Toroslara benziyolar aynı
hayli iri
ve karla kaplı zirveleri
bemmmmbeyaz
en son çocukken olmuştum böyle
tükürüğünü bile yutamıyor insan yahuu
öyle olunca uyku da haram
hani uyuyayım dinleneyim desen
ne mümkün
her yutkunuşta beynini oyan bir sancıyla fırlıyosun yattığın yerden
ilaçlarda sanki int olsun der gibi
çivi çiviyi söker misali
dana kadar
yutmak ne mümkün...

İşte bu yaşta beta olmadım da demem yani
Betakadın gururla sunar efenim
zirveleri karlı bademciklerini...

saygılar..........

3 Mayıs 2010 Pazartesi

İyi ki geldin...

Tesadüflerdi seni bana getiren -tesadüf diye bir şey var ise...-.
hani ben hep olmadığına inandım, der daim "hiçbir şey tesadüf değildir" dedim durdum da; o bakımdan....
Şimdilerde seni hayatıma eklememe neden olan anlamsız olaylar silsilesi de bakıldığında "ne tesadüf" dedirtse de...
Değildi belki de....
Her neyse beni allak bullak eden adamım...
Tesadüfen
ya da
Evvelden planlandığınca gelenim..
İyi ki geldin
Ne iyi ettin de geldin....

Çok şey öğreneceğim senden biliyorum... En önemlisi ne biliyor musun? Ben seninle susmayı öğreniyorum... Hiç susmadan, dur urak bilmeden konuşabilen ben, sen söz konusuyken susmayı öğreniyorum...
Kelime biriktiriyorum yüreğimde sana dair. Dile getiremediğim, getirmekten korktuğum onlarca sevda sözcüğünü ilmek ilmek işlemeyi öğreniyorum; ilmek ilmek işleyip, sevda sözcüklerinden bir örtü yaymayı yüreğime... Bu arada susuyorum... -hiç susmadığımca susuyorum...-. Çünkü korkuyorum, konuşursam giderSEN, konuşursam giderSİN diye... Yoksa dilim susuyorken sevda sözcüklerine, tenim de susuyor aslında senin tenine..... Bir dokunsan, bir öpsen hazzın dipsiz kuyularına doğru kayacağım usulca... Öyle ki hatta, kana kana içip tenini  sonrasında başka bir ten değmesin isteyeceğim tenime biliyorum....
Bunları söyleyemem sana...
Biliyorum biliyorsun ne kadar kırılganım, biliyorsun Sevgili...
Sevgili dedim sana bak
İlk defa...
Suskun dilimle söyleyemesem de gözlerimle söylüyorum, söyleyeceğim her dem...
O kadarına engele yok gücüm...
Her dem haykıracak gözlerim "Seviyorum" diye her gördüklerinde seni biliyorum...
Ve seni görmesem de kirpiklerime takılı zaten suretin, kısıverince gözlerimi, iniverince kirpikler yarıya
Hop işte oracıktasın, kirpiklerime takılı tam da gözümün önünde....
Sen
Sen var ya
ruhuna akmak istediğim
ruhunu bana akıtmasını istediğim adam
Sen iyi ki geldin...

Rüya isen
Uyanmamalıyım
Büyü isen
Bozmamalıyım
Hayal isen
Kırmamalıyım
Her ne isen... Önemi yok
Alev alev yansada tenim bir dokunuşuna...
Bilsem de sükun bulacak bir okşamanla...
Kurusa da dudaklarım dudaklarının nemine hasret
Bir öpüşünle dağ çileklerince sulanacaklarını bilsem de...
Söylemeyeceğim sevgili
Susacağım...
Hayatıma getirdiğin renkler varsın pastel tonlarda olsun bu şekliyle
Biliyorum bir dokunsan, bir öpsem canlanacak cıvıldayacak hepsi ama
Ya grileşirse....
Yok cesaretim buna Sevgili

Susuyor dudaklarım

Susacak
Gözlerim konuşacak en fazla...

Sen zaten anlayacaksın gözlerimden de demek istediğimi aslında...

Anlayacaksın...

Ama sustuğundan dudaklarım

Gitmeyeceksin biliyorum

Ne iyi ettin de geldin

İyi ki geldin Sevgili


HOŞGELDİN............

Çok da planlı yaşamamak lazım aslında.....

O mu
Bu mu Şu mu
Şöyle mi yapsak
Böyle mi etsek
deeeeerkeeen
hiçbirini yapamadık
kapak oldu elimize plan program...

Başından başlayım en iyisi
Cuma akşam derse gittim, caponu anneme bırakıp, ders sırasında deprem oldu, Etimesgut merkezli 3 küsur şiddetindeymiş ama bayağı bir sarstı, yeryüzüne yakındı belki de. Ödüm koptu. Deprem fobim var benim.
Evet evet hayatta ciddi anlamda korkutan beni iki doğa olayından brinci sırada deprem gelir
ikinci sıradaki gökgürültüsü
evet biliyorum ikincisi çok çocukça ve çok salakça
ama öyle, daha önce söz ettim sanırım, Bir hikayesi var küçüklüğüme dayanan
nessseeee
Ders sırasında sarsılınca biz bi allak bullak olduk, ayakta olduğundan hoca anlamadı ve sanırım çok da ciddiye almadı, lakin ben ayaklanıp "ben bi su içeyim" dediğim vakit suratımdaki ifadeyi görmüş olmalı ki, ara verelim kendinize gelin deme ihtiyacı hissetti...
Annemi aradım hemen capon korktu mu demek için ama hissetmemişler bile sonra da Büü'yü aradıım, o da hissetmemiş
Bir ara dedim hatta ulen bu zıkıımın merkez üssü Vişneliğin altı mıdır nedir ehühehe...
Ders sonrası Büü'nün de katılımıyla bir grup yemeğe kalıp laklak cak cak ettik, geç döndük eve bir hayli.
Cumartesi 1 Mayıs ve resmi tatil olduğundan Büü işe gitmeyecekti, ama sabah erken kalkıp ODTÜ'ye tenis oynamaya gitmiş, caponda olmayınca ben uyumuş kalmışım, çalan telefona uyandım. Annemmiş, kız seni istiyor, keyfi yok dedi.
Annemin kızın keyfi yok lafıyla benim de tüm keyfim kaçtı haliyle... O arada Büü geldi, duş aldı, torişe kahvaltıya gittik...
Sezonun ilk kahvaltısını yaptık bahçede, pek hoştu
Ama capon lastik gibi sünüyordu...
Yemek sonrası park istedi

Götürdük



Ama hiç hali yoktu, gönlünce oynayamadı, midem bulanıyor falan dedi. Boğazına baktık ki coooort. Nüksetmiş bizimkinin bademcik iltahabı.




hemen antibiyotik aldık bir tertip daha geçelim üstünden diye.




Elektrik süpürgemiz bozulmuştu, yenisini alırız diye çıkmıştık evden ama baktık capon kötü dönüp torişe bıraktık onu Büü ile tekrar çıktık





7. cadde gezmesi alışverişi yaptık azıcık
Hafta için zıvanadan çıkmışçasına kendimden geçip 4 tane ayakkabı almış vaziyette buluvermiştim kendimi ama bir tanesi siparişti. Aramışlardı geldi diye onu teslim almaya da uğradık. Yine dalacaktım ayakkabılara ya Büü'nün şerrinden korkup gaz kestim ufaktan.
(sipariş ettiğim elime ulaşmadan çekmiştim fotoğraflarını, ona sebep karde üç çift var, bir de lacivert eklendi bunlara :))

Sipariş ayakkabım lacivertti ya, çanta da lazım tabi, Yaptırayım dedim abartı bir fiyat çıktı ortaya malzeme deri olunca
"yok yaaa dedim o fiyata 4 ayakkabı aldım ben" heheh
biraz çanta aradık bulamadık, süpürge de bulamadık istediğimizce. Büü yaz lastiklerini taktıracaktı arabanın. Ben anneme döndüm çay keyfine o lastikçiye







Caponumun kıpırdayacak hali yoktu, o yerinde duramayan kıpırdak kuzum ööle yatıyodu kuzu kuzu içim gitti :(

Akşam yemeği yiyip bir ara Büü ile Malltepe Park'a Darty'ye zıpladık, süpürge işini halletmeye, ettik neyse; iyi oldu o da çıktı aradan

Pazar günü için bir türlü bir mutabakata varamamıştık Büü ile
oraya mı gitsek buraya mı
Anneleri de alalım Eymire idi ilk plan
sonra ben Ayşeyle konuştum Eskişehir mi yapsak ki diye
Anneleri de alıp eskişehire mi gitsek ki oldu kafamda
Özlem Kale yapalım tüm pulbiber diyordu
(Pulbiber bizim preje grubunun adı, ben koydum:) yakışmış mı? ehühehe; Eskilehir gezisinden kalma bir hikayesi var)
Büü yü de arkadaşları aramış Abant demiş
sonra Düzce şelalelere dönmüş plan falan
Kısacası Post'a giriş paragrafımda sözünü ettiğim hikaye buydu
O Bu Şu derken
Hepsi yalan oldu
Sabah uyuyakalmışım Büü kaldırmamış
Yazık ütü yapmış yine
iki haftadır ona kalıyo ütüler, kötü hissediyorum...
Ben kalkınca bi koşu markete gidip sonra da hoş bi pazara kahvaltısı patlattım ortaya
kahvaltı sonrası evi süpürüp sildik büüyle birlikte, balkonları yıkadım
balkonda oturdum azıcık hava nefisti
ve kıç gezdirmekten evimin ne derece zevk-ü sefa mekanı olduğunu unuttuğumu fark ettim...
Capon iyiydi
antibiyotik işe yaradı hemen neyse ki
başlamasak kesin devrilecekti yine, boğazı beyazlaşmıştı yeniden :(
yazıııık
Evi adam ettikten sonra biraz
-ki bayağıdır ihmal etmiştim, hani kadın temizliyor ama nereye kadar azıcık insanın kendi eli değmeli, ama bu ara geze geze girişemediydim, iyi oldu-
Sonra giyinip çıktık, Anıtkabir'de fotoğraf çekmek istiyordum ne zamandır, bugüne kısmetmiş, oraya gittik








Hava harikaydı, kalabalıktı bir hayli
Birkaç tane iyi sayılabilecek kare yakalamışım...



























Anıtkabir sonrası Elvankete gittik Hülya Abla'ya
Aygül Annem hastaydı :( geçmiş olsun diyelim ayrıca caponu özlemişler, capon onları özledi görüşelim diye
Oturduk
sohbet muhabbet
Capon deniz kabukları ve guaj boya götürmüştü
onları boyadık
yemek yedik
çay içtik
geldiiiik eve
caponcuk yolda uyuyakaldı
pijamasını giyerken uyandı
kitap okutturdu bana prenseslisinden- :)
ve sonra ben alıp biramı bilgisayarın başına oturdum, resim aktaranzi, resim düzenleyenzi, blog yazanzi...

(Aaaa Darty'den elektirik süpürgesi alırken bir tane de 1 TB'lik taşınabilir harddisk aldım kendimeeee, indirim varmış, fotoğraf depolamaya; çok iyi denk geldi...
yoksa fotolardan iflasın eşiğindeydi hem ofis hem ev bilgisayarım)

Aaaa ne çok yazmışım
peees olsun bana
sustum ve yok oldum
.....
...
...