7 Ekim 2008 Salı

Bayram

Uzun bir tatil vardı
Büü Capon ben şööööyle gönlümüzce Ankara'nın tadını çıkartacaktık
Özlemiştik tatillerde Ankara'da olmayı
Klasik bayram kutlaması yapmayı
İlk gün yaptık da elimizden geldiğince
ikinci gün sabah telefonum çaldı
Açtım Akçay'a gitmiş olan Pelin telaşlı sesiyle "ananem hastanedeymiş, Çağrı başında ama anlatamıyor neler olduğunu bakar mısınız?"
diyor
Apar topar giyinip caponu da giydirip attık kendimizi dışarı
Hastanenin acilindeydi anane, biz gittiğimizde tomografi için götürmüşlerdi, bekledik gelmesini
Capon'u enfeksiyon alır diye bırakmadılar içeri, capon da bana yapışık yaşadığından bu aralar içeri girip bakmak görevi Büü'ye düştü
Çağrı ile konuştu ananeyi gördü
Çıkınca nasıl dedim
İyi dedi, nur yüzlü, gülümsüyor dedi
Sonra odaya aldılar diye konuştuk
sonra yoğun bakımda haberi geldi
Sonra Pelin'le son konuşmamızda
"Yetişemedim Neslihan, ananemi kaybettik" sözleri çınladı kulaklarımda
sonrası gözyaşı
Akçay'dan dönüş yolunda Sabri demiş ki Pelin'e
"Allah'ın planını bilemeyiz, plan kurma kafanda"
ne kadar doğru
Cuma kalktı cennaze
2000 yılında en son tuttuktan 8 yıl sonra bana denk gelen nöbet günü tam...
Ofiste olmak zorundaydım
Bir yanda Pelin
Kalbim Pelin ile Mısra ile kaldı
Ölüm bir kez daha sarsaladı beni
Ölüm soğuk..
Ama bir o kadar da sıcak
Gidene ağlarken, kalana sarıldırtıyor insanı
Hepimizin başına gelecek şüphesiz
ama demiş ya büyükler
-ne deseler doğru demişler zaten-
Ölümün de hayırlısı
Anane gibi
Bayram günü, tertemiz, eziyet çekmeden ve kimseye eziyet olmadan
Mekanı cennet olsun tüm bizi terkedenlerimizin.........

Hiç yorum yok: