lokma kadardı
maskot diyordu herkes
al anahtarlığına tak
o derece minik
nasıl gider yahu bu okula diyorlardı
okula bırakıyorum
yırtına yırtına ağlarken çocukların nerdeyse tamamı
o deli gururu yok mu...
ağlamıyordu ama
çenesi
o minicik nohut kadar çenesi tirtir titriyordu kendini sıkmaktan...
ama ilk aylarda adını tereddütsüz koymuştu Burçak öğretmeni
"cesur civciv"
hem gözlükleri vardı hem de cesurdu civcivcik kadar...
cesaretinden o günden bugüne hiç ödün vermedi...
hep koltuklarımı kabarttı cesaretiyle minicik boyuna bakmadan...
(maşallah... kendi kendime nazar ediyorum da bazen)
uğraşa uğraşa eşşek kadar büyümüş bir ördeği yakalayıp kucaklamayı başardı azimle -haladan destek alarak ;)-
ben fotoğraf çekiyordum sesleniyor "annneeeeee" diye bir baktım kendi kadar ördeği kucaklamış karnından hayvancık perdeli ayaklarını pıtır pıtır çırpıyo
ama sevmlilik abidesi ikisi de:)))
başını okşadık alıştı sakinledi ördekçik, benimsedi bizim cesur civcivi
kız bi anda mekanın idölü oldu ne kadar çocuk varsa peşine takıldı ilahe gibi geziniyor burun havada
ördek kesmedi köpekler vardı kafeslerde evciller ama millet korkuyo diye kapatmışlar bir K9 kurt ve 3 adet sibirya kurdu nefis
birinin kafesin altından kafasını çıkarttırmayı becerdi
milletin masasından artık kemik toplayıp ağızlarına tek tek verdi sırayla köpeklerin kafes arasından :)
bunlar keser mi hanımı?
kesmedi
eeee tavşan bu hızlı
at gibi kaçıyo
tavşan önde bizimki arkada yorup yıldırana kadar kovaladı
yakalayıp tavşanı da kucakladı rahat etti
tavşan ördek gibi uysal çıkmadı tepinip tepinip lkaçtı ama bayağı bir kucak gezmesine de maruz kaldı kalmadı değil
yalnız bundan sonra sanırım mekanda 3 yıl şanı yürür artık
"buraya bi kız geldiydiiii"
diye
ahahahahahah
bir de tavuk-horoz-civcivler vardı
mekan sahibi uyardı
aman almaya kalkma civcivi tavuğu falan civcivleri alırsan anneleri
tavukları alırsan horozlar gagalar gözünü oyarlar diye
tırstı biraz denedi ama gözü yemedi
lakin aklı kaldı
söylendi durdu dönüş yolunda
"oo civcivleri bi avucuma alıp öpseydiiiiimmmmmm...." diye
delüüü yahuuuu :))))))))))))))
Dipteki Not: demiştim di mi ben her bahar aşık olmam ama nezle grip olurum diye... oldum valla, nezle olarak başladı ve boğaz ağrısıyla antibiyotik mecburiyetine kadar devam etti...
hala sürünüyorum...
söylemiş miydim?
ilkbahardan hiiiiiiiiiiç hoşlan-m-ı-y-o-r-uuuuuuuuuuu-m
6 yorum:
Allah Allah ! Bu okuduklarım beni niye şaşırtmadı ki acaba ?
Amasra deneyimim var ondan mı acep =D
Hihoheee ! Tavşanlı fotoya bilhassa bayıldım, bebek tutar gibi tutmuş resmen hayvanceeizi =D
nes gözlerim doldu, o minicik çenesi titrerken gözümün önünde...dayanamıyorum hiç ben, bu annelik hali fena.
cesarete gelince, hep diyorum ya, amelie'min cesaretinin onda biri bende yok hayvancağızlar konusunda. benimki uzaktan aşk şeklinde :)
ama her bir kare bu kadar mı sıcak olur, onlara karşı hissettiği sevgi nasıl da taşıyor taa bize kadar... canım benim, nazarlardan korunsun...
ayyy evet di mi bitanesi yaa
sarılıp öpüşmediği mahlukat kalmadı
gri balıkçılı bile öpecekti de
hayvan göz oymaya meyilliydi :)))
Nil'im ah sorma ne zordu onu bırakıp çıkmak
şimdi gitme desek kabul etmiyo o ayrı tabi :)
hayvanları ben de çok severim. büü de ve tüm sülale
öyle olunca hem alışkanlık hem genetik
bi de kediyle altalta üstüste büyüdü ya
o yüzden böyle işte
evet gerçekten öyle çok seviyor ki sıkıştırıveresi geliyo bazen sevgiden :)
Peluş sandıydım önce ördeği, allahım yaaa ne güzel ilahe gibi olmuştur hakikaten, nerden buldunuz kuru ankaram da bu kadar hayvancağızı pek bir merak ettim doğrusu..
Sinemcim hakikate peluş oyuncak gibi işe
gerçek olma olaslığı akıllıca gelmiyor ilk bakışta :)
gölbaşında büyülü bahçe diye bir yer burası canım
hoş :))
Nasıl yakışmış her biri eline.
Alice harikalar diyarındaki Alice den bile daha çok sevilmiş Defne, onlar tarafından:) Nasıl da belli.
Defne'nin onları sevdiğini biliyorum. Ama aynı ölçüde, aynı karşılıkla o ördeğin, köpeğin ve tavşanın da Defneyi sevdiğine çok eminim. Çok güzel fotoğraflardı. Bahar gibi :)
Yorum Gönder