1 Ağustos 2011 Pazartesi

hep kalasın diye...

Canım Lodos,

İçimden ne zaman huzur geçse -ki öyle sık geçmez bilirsin- mutlaka sana da uğruyor... Sensiz huzur düşünemediğimden mi artık, yoksa ismin dahi bana huzur verdiğinden mi... bilemiyorum... şimdi bu balıkçı köyünde, sahil kenarına oturmuş, gözlerimi denizle göğün birleştiği o büyülü çizgiye, ufuk çizgisine kilitlemiş, huzurun nefis yaz mevsiminin o olağanüstü akşamüstü esintisiyle aromalandırılıp gönül imbiğimden süzülüp damla damla içime akışını yaşarken dolu dolu hiçte seninle ilgisi yokken yaşayıp hissettiklerimin, seni alıp da oturmakta olduğum bankta yanıbaşıma misafir edişim bunun basbayağı en kuvvetli kanıtı işte...Böyle huzuruma ortak ediverdiğimden olsa gerek daha bir çok özledim işte sanki şimdi seni...
Yazgüneşiyim ya işte var mı ötesi... Şaşırmamalı bu mevsimi bunca seviyor oluşuma, bu mevsime bağımlılığıma. tembellik var biraz içinde ve ben dörtnala giden bir an dahi bana es verdirmemeye yeminli gibi akan zamanı yaz kaçamakları ile askıya alıverdiğimde, kısa süreliğine de olsa zaman durmuş zannediyorum.
Pek de bilnçsiz değil büyük ihtimalle; seni hep bu zamanın durduğunu sandığım anlarıma misafir edişim. hep hayatımda kal istiyorum ya... Hiç gitme, oracıkta öylece dur...
Aşk öyle kalıcı bir his değil Lodos, ben de biliyorum. İnan en az sen kadar ayırdındayım bu gerçeğin. E hal böyle olunca belki o kadar da çok yaralamıyor sana tam olarak sahip olamayışım, kendimi tam olarak sana teslim edemiyor oluşum.

Bu sahip olma güdüsü de enteresan.. Sevdiklerini tek eline alma güdüsü var insanoğlunda ve bunu sağladığı noktada ise bir önemi kalmıyor o kişinin zamanla .
"Kavuşamazsın aşk olur" klişesi işte...
İşte bu yüzden Lodos, ben istiyorum ki sen hep bende ol... Ama bana ait olma... ve aslında bu da acı veriyor bana...
Mesela istemiyor değilim nice geceler boyu burnumu boynundaki o çukura gömüp, hiç değişmeyen ve bütün hücrelerime esriklikle süslenmiş bir rehavet salan o kokunu içime çeke çeke uykuya dalmayı.. Elele kalabalık caddelerde yürümeyi mesela.. Tüm tanışlara el sallayıp geçip gitmeyi umarsızca... Çok çok çok şey var istediğim ya Lodos... İstemiyorum işte... istememeye güdümlüyorum kendimi...
Ki sen tüm güzelliğinle bende kal diye...Bir gün benim olursan benden gidersin diye....

Neyse Lodos... şikayetim yok benim sevgimden...
sakinliğimde, huzurumda bir alev yalazı gibi geçiyorsun içimden..
hep geç..
hep kal..
sağlıcakla kal..

temmuz 2011 - kumbağ



Dipteki Not: Modelim Tülin Demir 'e sonsuz teşekkürlerimle...

7 yorum:

Elif Gizem dedi ki...

Nes, nefis olmuş...
"Mesela istemiyor değilim nice geceler boyu burnumu boynundaki o çukura gömüp, hiç değişmeyen ve bütün hücrelerime esriklikle süslenmiş bir rehavet salan o kokunu içime çeke uykuya dalmayı..."
işte burada bittim.
Harika. sen bu aralar hep yaz olur mu?

Parpali dedi ki...

Şimdi orada olmak vardı ah ahh... İstediğimiz şeylerin yamacında yani.

Yazgüneşi dedi ki...

@elifcem canımın içi... bu aralar hakikaten bir yaz geldi ne hayırsa... du bakalım :)ve beğenmene çok sevindim..gerçekten çok özel ve önemli :)

@canım parpali istediği şeylere sahip olamadı mı insan elindekiyl mutlu etmeyi mi öğreniyor dersin kendi kendini? Olgunlaşmanın, orta yaşa ilerlemenin getirisi mi bu.. sanırım öyle.. sevgiyle :)

Ebru dedi ki...

'Zamanın durduğu yerde misafir' ettiklerimiz. Ne tuhaftır onların yeri duruyor mu başka bir boyutta yeniden mi yaşanıyor bilmiyor insan. Bilemiyor.

Yazgüneşi dedi ki...

kimbilir Nehir İda canım.. kim bilir.. ve hatta bilmeli midir?

beenmaya dedi ki...

benzer mektupları ben de yazdığımdan mıdır nedir ben bunları çok seviyorum ya...

lodos'a mektuplar hiç bitmesin dilerim...

Yazgüneşi dedi ki...

bitmez mayam lodos emeden olur mu hava durulur zaman zaman ama an gelir eser gene illa ki eser :)