BANA, AİLEME, YAPTIKLARIMA, YAŞADIKLARIMA, HİSSETTİKLERİME, KURGULADIKLARIMA DAİR NE VARSA KISA KISA...
12 Ocak 2013 Cumartesi
"Aman Puhu Guşu Yühsehlerden Seslenir Atelyesi Eğitim Gezisi"
Ne zamandır İlker'in başının etini yiyorduk, "her kış mutlaka en az bir defa gittiğini bildiğimizden" --İlkeeeer bizi Sinop'a götüüüüüüür--- diye..
Yıldı adam en nihayetinde..
ve geçen cuma akşamı havadaki yağış riskini de göze alarak vurduk kendimizi yola.. İlker Ayşe, Yeşim, ben
Defnesiz bu defa; kolay olmadı benim için çok alışkınım kızımla kanguru gibi yaşamaya; ama yol uzundu süre kısaydı mevsim kıştı, çocuğumu sefil etmek istemedim...
Aslında götüredebilirmişim birgünlük okula gitmekten feragat ederdi, ama kıyamadım yok yere okulundan kalmasın diye.. bir de hasta olursa diye endişelendim..
o olmadı ama ben oldum
feci bir anjin... yeni nesil adıyla tonsilit...
Ama iyi ki gitmişiz..
Sinop'a hayran kaldık biz.. Canım ruheşim Duygumcanımın memleketi.. Bir gün oraya yerleşeceğim deyip durmalarına hak verdim..
Şansımıza hava çok güzeldi, çok kısa bir zaman için yağmur vardı o da çok dokunmadı, genelde ılıman ve güneşli bir hava hakimdi Karadenizden beklenmeyecek ölçüde..
Sıcacık bir halkı var, sevecen, yardımsever, neşeli...Ev insanı değiller belli, sokaklarda herkes; kıştır yağıştır diyen yok...
Kişi başına 3 birahane düşüyor:) kıştır, müşteri yoktur dememişler ful hepsi açık hangisine istersen gir, balık restaurantları desen öyle...
Coğrafyası olağanüstü.. Bilmiyordum, görerek öğrendim Türkiye'nin tek fiyortu denen aslında fiyort olmayan ama fiyorta çok benzeyen bir oluşum varmış Sinop'ta Hamsilos Koyu diye bir koyda; ne kadar büyüleyici bir coğrafi oluşum...
Akliman varmış bir de Sinop'ta..
Hayran kaldık...
Tablo gibi adeta..
gökkuşağı bile selamladı bizi orada nefisti...
Türkiye'nin en kuzey ucu diye öğretildi bize bütün öğrencilik hayatımız boyunca İnceburun..
gittik oraya da
güzel bir deniz feneri vardı
ve ortamda anlatılamaz yaşanır bir huzur.. O uç noktada kayalıklarda durup denize bakakalmanın dayanılmaz hafifliği nefisti...
Cezaevi ayrı...
mimari yapısı
tarihi binaların heybeti büyüleyici
zindan kısmı ürkütücü.. değil oraya kapatılmak bir an için orada kendi düşünmek bile içinin çekilmesine sebebiyet veriyor insanın...Ne kanlı katiller ne türlü fikir suçluları neler neler barındırmış içinde yıllar boyunca...
çok etkileyici...
Aldırma gönül aldırma
şiirini yazdırmış mekan Sabahattin Ali'ye daha ne deyim..
İronik bir biçimde büyüleyici bir ışık vardı binaların içinde
fotoğraf için ideal..
Elbette portre çekimi için kılık kıyafet uygun olmalı
biz on kat üst baş kaz tüyü montlar ofuruk pofuruk hiç estetik bir görünüm sunamadık..
yazık oldu güzelim ışığa :)
anı olsun dedik
anı fotoğrafı çektik biz de ne yapalım :)
her ne kadar alerjilerim yüzünden ben yapamasam da et-bira ile eşlik ettiğim öğlen rakı balık sofralarımıza
üye olmayanın giremeyeceğinin üstüne basa basa söylendiği şehir kulübüne yağmurdan ıslak köpek yavrularına dönmüş biçimde daldığımızdan adamcağızların da kibarlıklarından geri çeviremeyip bizi özel oadaya alıp kapatmaları ve orada artılı eksili (!) okey oynama maceramız yine "deli" çizgimizden şaşmadığımızın, şaşmayacağımızın ispatı olarak işlendi bu gezinin anılarının yazıldığı defterlerimize :)
barınak Cafe'de Ayşe ile step yapasımız gelmesi konusunu gündeme dahi getirmiyorum ehe heee :))
"aman puhu guşu yühsehlerden seslenir atelyesi" konusu ise....
o ayrı bir dünya :))))))
bizi her anımsayışta ebediyete değin güldürebilecek malzemelerden birisi olacak bu...
net
:)
derindenizbalığım canım Ayşecanım öyle güzel anlattı ki benim yazı pek yavan kaldı yanında; ondan okunmalı bu gezi derim de başka şey demem ben şahsen kendim.. bir tıktık uzaklıkta :)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
7 yorum:
Aman diyim , ne güzel etmişsiniz, ne keyifli geçmiş çok belli fotoğraflardan .Sinop değil sadece bütün bütün Karadeniz görmek istiyorum ben de ama henüz kısmet olmadı , bakalım hayırlısı.Hangisini yazsam dedim bir an lokantalarımız hep kişi başına üç adet düşüyor maalesef:(Hapishanesi de özeldir , görmedim ama çok duydum , görmek bile içimi titretti şimdi , o gülümseyen fotoğraflara inat..
kesinlikle görülesi
cezaevinin o terkedilmiş ama hala yaşıyor hali çok etkileyici..
bakma kahkahalı fotoğraflara
kendimize gelebilme çabamız o
çok sardıldık....
öyle bloglarda dolaşıyorken yolum düştü buraya,şu kış günü yazdan kalma bir gün gibiydi sayfanız
Sefalar getirdiniz sevgili ateşinsesi :) Yazı anımsatabiliyor olmak benim için harika :)
teşekkürler güzel sözlerinize
Fotoğrafların renk doygunluğu çok güzel. Kim elinize makina verdi, kim vizörden bakarken sıkıca sarıl dedi, makinana gözün gibi bak dediyse yüreğine sağlık onun :) Tabi Sinop olmasının da ayrı bir artısı oldu ama olsun.
sevgili izbedenses
hoşgeldiniz
fotoğrafa dair hikayem biraz dramatik aslında
tabi kendi çapında
ama güzel sözler işitmek çok gurur verici
yüreğinize sağlık teşekkürler
sen ne çok yakışmışsın memleketime...
sefalar bıraktın eminim bide...
darısı birlikte gideceğimiz günlere...
Yorum Gönder