12 Şubat 2010 Cuma

Pinhan - Elif Şafak

Pinhan'ı bitirdim geçenlerde
Elif Şafak'ın ilk romanı...
Evet doğru
İdeolojilerimiz akla kara kadar zıt Elif Şafak ile
Yerle gök kadar uzak hayata bakış açılarımız
Ama sanatında ideolojisinin peşinden koşmadığı, kendi hayat görüşünü itelemeye çalışmadığından
ve elbette en önemlisi kalemini hakikaten beğendiğim ve çok başarılı bulduğumdan
(kendi çapımda elbette, yoksa bir edebiyat eleştirmeni gibi kritik ediyor değilim... İstesem de edemem ki, o ayrı bir eğitim ve birikim gerektirir; ben sadece kendi okuma zevkime dayanarak söylüyorum ne söylüyorsam)

Evet biraz fazla İhsan Oktay Anar kaleminden çıkmış misali roman
Ama Osmanlı türkçesi çok güzel kullanılmış
o kadar eski kelime
ama su gibi bir akıcılık
ve kurgu çok başarılı...
Kafa karıştırıp
sonra çözüme ulaştırıcı

Sonunda "Suskunlar"da olduğu kadar olmasa da bir hayli etkilendim yalan değil...

Bu romanı yazdığında 24 yaşındaymış Elif Şafak
içten içe kıskandım biraz demesem yalan olur
ben o yaştayken aklım bir karışın bir hayli yukarılarında havalardaydı..
24 yaşında tasavvuf okumuş ve böyle bir roman yazmış

çalışmadığım, iş aradığım dönemlerde boşa geçen günlerim için içim sızladı...
Kafamda onlarca kurgu varken
Ne diye oturup yazmadım diye....


Kitaptan alıntı yapmak istiyorum biraz

"Zifiri bir halka idi toprak,


yıldızlara sığınırdı bazen..." (s.7)



"Korktu. Gidip de varamamaktan değil, varıp da dönüş yollarını kaybetmekten değil, dönüp de geride bıraktıklarını yerlerinde görememekten değil, bir kendini bulmaktan, bulduğundan korkmaktan korktu." (s.9)



"Görünenle yetinirsen eğer sadece tırtılı bilirsin. Çirkindir ya tırtıl, gönlünü çelmez. Görünenin ötesine geçmek istersen eğer, aradan örtüğü kaldırıp da gönül gözü ile bakarsan kelebeği bulursun karşında. Güzeldir ya kelebek, gönlün ona akar. Lakin gönül gözünle görürsen eğer, kelebeğe değil tırtıla sevdalanırsın." (s.22)



"Bak bu gayb alemine, bir kendini gör. Bak kendine, cümle mahlukatın özünü gör. Devri tamam olan gelir, devri tamam da gider. Gelen, gidende saklıdır; giden de gelende saklıdır." (s.22)



"İnsanları uzaktan seyrederken, onlara her zamankinden yakın olabilirsin." (s.40)



"Göz pınarlarındabir patırtı, bir koşuşturma, bir isyan..." (s.42)



"Uzun uzun dostunun yüzündeki derin çizgilere baktı. Orada kendine bir geçit, bir yol aradı. Bulamadı." (s.44)



"İnsan bazen ağır ağır, kademe kademe görür. Bir resmin eteklerindeki ayrıntılardan başlar görmeye ve orda burda yalpalayan, kıvrılan bakışları usul usul varır resmin merkezine." (s.57)



"Sen kendini küçük zannedersin. Halbuki en büyük alem sende toplanmıştır. Bir tek nokta, en ince fırçanın ucuyla suya bırakılan minnacık bir nokta, olur sana umman u derya. Yayılır, kıvrılır, lamelif misali dolanır. Katreyiz alemde, lakin unutma ki tek bir nokta, tekmil sırları içinde barındırır." (s.60)



"Bu kitap okunmuyor; o, insanın içini okuyordu. İnsan onunla kendini okuyordu.

Onun durgun çehresinden süzülen ziya tufanlarını, sayfalarının arasından yayılan mest edici kokularını ve kelimelerinin ardına saklanan hüznünü kendinden bir parça bellemişti." (s.124)


"Su ne kadar vefakar ve kudretli ise, zaman da o kadar riyakar ve acizdi." (s.170)



"Her rüya bir haritadır aslında. Mecazistan şehrinin haritası. Ve her rüyanın pek çok kapısı vardır." (s.180)
"

2 yorum:

enginfirol dedi ki...

En sevdiğim romanlarından PİNHAN...Araf'ı da okumanızı öneririm...

Yazgüneşi dedi ki...

Yaa evet gerçekten hayli etkileyici
Araf'ı da okudum

açık söylemek gerekirse okuduğum Elif Şafak romanları içinde beğenmediğim olmadı :)
sevgiler