17 Mart 2010 Çarşamba

Kaybedişlere dair......

Dün serviste giderken sabah
Capon durduk yere dudağını büzdü içli içli
Ne oldu kızım dedim şaşırarak
Ortada bir şey yoktu çünkü
"Ben"

dedi
"Ben dedemi çok özledim"
bakakaldım
Soramadım bile şu anda sana ne dedeni çağrıştırdı diye
sadece
"Bende onu çok özlüyorum bebeğim"
diyebildim...



Bu anekdot düşündürdü beni...
Capon hayatın kaybetmeyi de içerdiğini pek çok insandan erken öğrendi
Belki de iyi bir şey hayatın gerçekleri ile erken tanışmak
ya da yıpratıcı mı bilemiyorum ki
ama yapabileceğim bir şey yok
O 4.5 yaşında ve biliyor ki hayatta her şey onun istediği doğrultuda meydana gelemeyebiliyor
ve biliyor ki bir anne ve bir baba
-çok isteseler dahi-
bazı şeyleri oldurmaya muktedir değiller...
Belki de o yüzdendir bir oyuncak ya da olmadık bir zamanda şeker istediğinde
"hayır"
cevabı alıp ısrar ettiğinde
"hayatta istediğin her şeyi elde edemezsin"
cümlesini duyduğunda üstelemeden hak vermesi
İki yaşındaydı dedesini kaybettiğinde
İki yılın çoğu anını bir arada geçirdiği; çok sevdiği; onu çok ama çok fazla; hatta belki de kimseyi sevmediği kadar- çok seven dedesi öyle bir gecede gidivermişti...
"Dönmeyecek"
dedik
"Onun gibi çok yaşayıp gitme vaktimiz geldiğinde biz onun yanına gideceğiz"
dedik
"tamam" dedi
Kreşe başladı
24 aylıktı
Grup kurdular kendi dünyalarında
sınıfın muhteşem dörtlüsünü oluşturdular
İrem - Leyla - Ayser - Defne
Hep bir aradaydılar...
Çeteydiler tam
Önce Leyla'nın babasının sabatik izni sebebiyle İngiltereye gideceği öğrenildi, buruldular ve akabinde babasının yüksek lisansı için Ayser'in Amerikaya gidişi kesinleşti
Dört kişilik çete iki kişisini fire verdi
Bir yakını ebediyen kaybetmek duygusu ile iki yaşında tanışan capon dost kaybetme duygusu ile üçbuçuk yaşında tanıştı
Üzerine geçen ay annesi işten ayrıldığı için kreşten ayrılması gereken İrem de gidince
darmadağın oldu çete
Capon kaldı geriye yadigar

Şimdilerde Capon
hayatın gerçeklerini yetişkinlerden daha metanetle göğüsleyip
dedesinin bahçesine (mezar kelimesi pek soğuk geldiğinden kulağımıza ilk günden beri böyle söyledik ona) gidip onun için dua edip
"vakit geldiğinde ben de yanına geleceğim dedecim, ama daha çoooook var"
diye mesajlar yollarken ona
kaybettiği dostlarının yerine yenilerini koyuyor
İnsanoğlu yalnız kalmaz ki
gidenin yerine yenisi gelmeli
felsefesini
felsefenin "f"sinden haberi yokken özümsemiş bir şekilde
Şimdilerde o Ece'ye sarılıyor
sımsıkı sarılıyor


O dörtbuçuk yaşında evet
ama hayatı nicelerinden iyi tanıyor
hayatın zaman zaman kaybedişler de içerdiğini çoğu yetişkinden iyi biliyor....


Hiç yorum yok: