23 Temmuz 2011 Cumartesi

Çocukça düşlerim vardı çocukken...

Çocukça düşlerim vardı çocukken...
Çocuktum çünkü. Peki ne vakit büyüdüm ben? Çocukça düşler kurduğum vakitler nereye gitse ayaklarım beynim de düşlerim de kalkar giderdi peşinden... Peki ne vakit bırakır oldum düşlerimim farklı mekânlarda ben?

Çocukken çözümsüzlük yoktu, ne vakit cevapsız sorulara saplanıp kaldım ki ben?

Çocukken dizim kanadı diye ağlardım. pansuman yapardı annem, geçerdi...kabuk bağlardı birkaç güne, yolardın, yeniden kanatırdım en fazla, sızlardı bir anlığına, aldırmaz dalardım yeniden oyuna da neden yetişkin dünyadaki kanamalarımı durduramıyor annem? Neden açık kalıyor yara, kabuk bağlamıyor?
durmuyor da kanama neden için için içimi tüketiyor?

Neden uyamıyorum ben yetişkin oyunu kurallarına? Çocukken kendi kurallarımızı kendimiz koyar, kurduğumuz kuralı kendimiz bozardık dilersek oynarken... Şimdi bundan mıdır konulmuş kurallara zorlanışım uymakta?

Çocukken çocukça düşlerimle mutluyken
Şimdi neden düş bile kuramaz oldum ki ben?
Ne zaman ayrı 'düş'tüm 'düş'lerimden ben?
Neydi kolay olan çocukken, büyüdükçe güçleşen?..

7 yorum:

deeptone dedi ki...

neden böle baktığınızı anlamıyorum yaşama. neden kanıyor ki yüreğiniz. yaşama duyarlı olunca insan, geçmişi silip atmalı. geçmiş diye bişey yok ki. geçmiş hep zihnimizde. geçmişle oynayabiliriz istediğimiz gibi.

size kim yetişkin olun diyor ki. kim, oyun oynamayı bırakın diyor ki. insan, gerçekten de büyümeyebilir. bu bir seçim konusu. yine oynayabilirsiniz. yetişkin olunduğu halde, kendini büyümemiş hissetmek demiyorum. gerçekten de büyümeyin işte.

ve yaşadıklarınızı unutun gitsin. sizi üzenleri de. madem yaşam oyun, yaşadıklarınızı da bir oyun olarak görün. o yaşadığınız günlerde, başka türlü olamayacağı için öle yaşamıştınız.

sölediklerinizi anlıyorum ama kabul etmiyorum. üzüntüleriniz, kanamalarınız inanın hepsi boş.
gerçek değil. herşey bakış açısına bağlı.

Yazgüneşi dedi ki...

haklısın..

hayattan bıkmışlığım ya da içimdeki çocuğu öldürmüşlüğüm yok benim de.. ama bazen de yorgun hissediyor insan ve o vakitler çocukların hiç yorulmuyor oluşuna özeniyorum işte :)

deeptone dedi ki...

yaşamışlık yorgunluk da iyi bişi.
ve maalesef sırayla herkes yaşlanacak.
:)

BuRCu dedi ki...

Ben çok beğendim bu yazıyı, yüreğine sağlık ;) Okuyunca bir şeyleri hissettirebiliyor olmasını sevdim en çok. Sorumluluklarımızın her geçen gün artması sanırım böyle sözler söyleten.

Yazgüneşi dedi ki...

@deep herkes yaşlanacak aslında iyimser bir genelleme değil mi, bazıalrı genç ölüyor çünkü ;) umarım yaşlanırız..

@Burcu, beğenmene sevindim :))sorumluluklar ah evet haklsını sanırım yoran da bu zaten.. çocukluğum sorumnsuzluğu belki esas güzel olan

nil dedi ki...

ben düş kurmaktan asla vazgeçemiyorum yazgüneşim, yaşla ilgisi yok sanırım. ve nerdeyse düşlerimde yarı yarıya mutlu oluyorum yaşamışcasına, bir nevi kendini oyalamak mı dersin ;)

Yazgüneşi dedi ki...

"düş"süzlüğe "düş"meyelim hiç masmavim....