kendi keşmekeşi
koşturmacası
kalabalığı
içerisinde
beni ruhumun dinginliğe ulaştığı tek mekan burası
BODRUM....
Geriye dönüp baktığımda
çocukluk ve ilk gençlik yıllarımın en can alıcı hatıralarında imzası var bu beldenin
Bozuluyor
dejenere oluyor
kalabalıklaşıyor
denmesine inat
ben ilk gördüğüm an aşık olduğum Bodrum'a olan aşkımdan ne olsa dönmem gari (:)) biliyorum.....
dün kaleye gittik caponumla elele tutuşup
neresine baksam bir anı saklanmış el salladı bana
ne günlere gittim ne günlere
mendireğe baktım
gizli saklı yaz aşklarının romantik yürüyüşleri canlandı gözümün önünde
Şimdilerde "Hadi Gari" barın taşındığı kale eteklerinde
benim gençliğimde "Spor Külup" vardı
iç çekerek göz gezdirdim heyecanla sevgililerimizi beklediğimiz mekanlarda...
limanda tekneler sıra sıraydı
eski günlerdeki gibi
o yıllarda bu kadar bilinmez iken Bodrum
her müdavimi genç kızın olduğu gibi
bizim de kaptan sevgililerimiz yok değildi hani ;)
süslenip püslenip gece 23.30 gibi çıktığımız barlar sokağında
artık pek bar kalmamış olmasına rağmen
barların tamamına yakını saçma sapan giyim ya da hediyelik eşya mağazası haline dönüşmüş olsa da
bu defa 5 yaşına ramak kalmış kızımla elele yürümek
hayli tuhaftı Allah biliyor ya
kızımın babasıyla ilk kaçamak tatilimizi yaptığımız sırada yürüdüğümüz yollardı o yollar sonuçta üstünden çoook ayakizleri çok yağmur suları geçip akıp o yolları aşındırıp yıkamış olsa da.....
Temple Bar kapanmış butik olmuştu
içim cız etmişti
yeniden açıldığını söylemişti Nagihan
ve gözümle görünce mutluluk yalazı kapladı içimi
geçmişe gidiverdim sanki
önünden geçerken capona
"bak kızım" dedim
"annenin ilk gençlik yılları hep burada geçti, sabahlara kadar"
kapıda oturan bodyguard çocuk tip tip baktı ben bunları söylerken
zamanın kısa tarihi işte
vakt-i zamanında bodyguardından, barmenine dj'inden garsonuna kankamızdı her çalışan mekanda....
kalenin her taşının yerini biliyormuşum meğer,
hangi daracık çıkmaz; zannedilen yol
hangi kuleye çıkarmış ezberimmiş farkında bile değilmişim....
surların en tepesinden Bodrum'u seyretmenin insana verdiği haz hiç değişmezmiş meğer
ne zaman gidersen git aynıymış o tarifsiz duygu...
neden durup durup depreşirmiş
"ben günün birinde Bodrum'da yaşayacağım illa ki" cümlesi beynimde; ruhumda
anladım,
hatırladım iyiden iyiye
yeniden...
hatırladım iyiden iyiye
yeniden...
Bodrum'a her gelen bir AŞK yaşarmış mutlaka
ya karşı cinse
ya bizzat Bodrum'un kendisine...
Hani gelgeç yaz aşklarım oldu elbette bu beldede ya
benim esas, hiç değişmez ve en büyük aşkım bizzat kendisi Bodrum'un...
Vazgeçilmez yapan burayı bana
çirkinleşse de yer yer, gözüme görünmemesine sebep
bu aşk işte..
Dün
Bugün
Yarın
ve daima........
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder