Ben fasülyeden eş durumundan katıldığımdan okula filan gitmedim tabi sabahları ;)
6 Eylül pazartesi Büü sabah biraz gecikmeyle okula gitti ben de güüzelce uyudum yumuş yumuş...
Okul sonrası beni aradılar
Denize gitme günüydü o gün
Bikinimi giyip içime gidip buluştum bizim okullu tayfayla :)
Birer sandwiç yedik ve Costa Tropikale gitmek üzere bindik minibüslerimize..
Bir saatten biraz daha uzun süren bir yolculuktan sonra ilk önce
"Cueva de Nerja" ya uğradık.
Bu koskocaman bir mağara...
ucu bucağı yok..
Şu resmedilen birkaç velet kuş yumurtası ararken keşfetmişler ilk bu mağarayı
Şu resmini çekmeye çalıştığım oluşum dünyanın en büyük doğal kolonu imiş
Biz görmedik; sanırım henüz oralar ziyarete açılmak üzere tam hazırlanamamışlar ama duvarlarında taş devri insanlarının çizdiği bizon resimleri falan olan devasa bir mağara
Etkileyici bir yerdiama itiraf etmeliyim ben bu mağaranının 50'de 1'i bile olmamasına reğmen "Marmaris Nimara Mağarası"nı tercih ederim...
Fazla insan izi vardı elbette turizm geliri için, içeriyi dolanan metal merdivenler falan hayli itici geldi bana
yoksa sarkıtlar, dikitler, ambians gerçekten büyüleyiciydi
Henüz ziyarete 3'te 1'i açılmış birbirine bağlanan salonlardan oluşuyor, bir tanesi bale salonu
Her yıl "Cueva de Nerja" festivali yapılır ve çok az sayıda bilet satışıyla, çok özel insanların izlediği bale gösterileri olurmuş...
Mağara turumuzdan sonra yine doluşup minibüslerimiz deniz kenarına gittik...
kumlara yayıldık
ve attık kendimizi denize
nefisssstiii...
Antalya'nın denizine kumuna benziyordu ama bir hayli sakini demek mümkün
denizin içinde oynadık şımardık
küçük çocukken olduğu gibi parmak uçlarımız yaşlılar gibi kırış kırış kırış olana değin kakırdayıp kıkırdadık suda
sonra kumlara serilip sohbet ettik uyukladık...
Antalya - Bodrum - Marmaris'te öyle çok deniz - kum fotoğrafı çekmişim ki canım makineyi elime almak istemedi
Adet yerini bulsun diye bir kaç kare için bastım deklanşöre ya gerisine uğraşmadım fazla canım istemedi
akşam üstüne doğru toparlanıp giyinip yine minibüslerimizi doluşarak benim tüm ispanya seyahatimiz boyunca en hayran kaldığım yer olan minik bir endülüs köyüne gittik.
"Frigiliana"
Bembeyaz evleri,
duvarlarda begonvilleri ile
ilk intibaa olarak çok Bodrumvari dedirten
tertemiz bi yer...
merdivenleren oluşan bir sokak görmek enteresan bir tecrübe oldu benim için itiraf etmeliyim ki
sokakların bunca dar olması
çok sıcak geçen yaz aylarında evler birbirine gölge yapsın
kışın da kolay ısınma sağlansın diyeymiş...
bu köy 3 dinin karman çorman olduğu bir mekanmış
ve hatta böyle bir festivalleri varmış her sene yapılan.
İslamiyet - Yahudilik ve Hristiyanlık birbirine kaynaşmış
hani zamanında kötü savaşlar olmamış değil
ve hatta çok üzücü hikayeler de anlattı Jose amaanlatasım yok benim
büyüyü bozmak değil niyetim
evlerin kapılarına
tokmaklarına
ferforje balkonlarına
balkonlardaki çiçeklerine
sevimli hediyelik eşya dükkanlarına
her bir yerine hayran kaldım ben bu köyün
hani vakit olsa
sanırım
üşenmeden
her evin
her restaurante nin
her köşenin
tek tek fotoğrafını çekebilirdim...
ama vaktimiz dardı
Granadaya dönmemiz gerekliydi
ama ondan önce doymamız gerekliydi, yüzme şu bu derken açlıktan geberecek kıvamdaydık topumuz
nefis frigiliana manzarasına nazır
terasımsı bir restaurante de
yemek yiyip
nefis el yapımı firigiliana şaraplarını yudumlamak..
tarifsiz bir zevkti gerçekten...
masalda gibiydim sanki...
gerçek olamayacak kadar güzeldi adeta
yağlıboya bir tablonun içine mi kaçmıştık topluca
yoksa Alice gibi uyuyakalıp ağaç altında
Harikalar diyarına mı düşmüştü yolumuz...
tadı damağımda kaldı frigiliananın
aslında köyle ilgili teorik bilgi vermek vardı aklımda yazının başında
lakin
el vermedi içim burayı öyle anlatmaya
bu da benim kalemimden firgiliana
çook merak eden olursa teorik kısmı
baksın coğrafya kaynaklarına.....
8 yorum:
Offf kapıların rengine bayıldımmmmmmm.
ay Pınarcım dimi ya
muhtekulade
akrepleri uzak tutmak için maviye boyanıyormuş
akrep yanaşmazmış maviye :)
aaa nasıl yanaşamazmış, ben hem akrebim hem de hep mavinin içindeyim :)))
yazgüneşi, harika fotoğraflar, gerçekten o masalın bir parçası gibi hissettim, gören gözlerine sağlık.
Sevgili Nil
desene çuvallamış İspanyollar :)
iltifatlara ayrıca sonsuz teşekkürler :)
bu rengarenk kapılara, bembeyaz evlere kısacası fotolarına bayıldım ness, süpersin :))
Burcu canım
çok çok sevindim beğenmene
süper olan ben değilim de yannız Frigiliana galiba :)
öperim
of canım evdeyim biliyorsundur :)
resimlerini yazılarını takip edemiyorum ve üzülüyorum :(
en kısa zamanda senin için bir ara yaratıcam :)
üzülme canımcım
bazen evde olmak da ilaç gibi gelir insana
keyfini sür iyisi mi:)
öpücükkksss
Yorum Gönder