Erken çıktım yemek molasına..
Yağmur yağıyordu..
Yıkar içime tortulanan zehiri belki dedim
yürüdüm
...
zehire odaklanmışken yer yer tortulanan içime
nicedir tüm iç organlarımı ince bir toz tabakası misali kaplayan hüznü hesaba katmamışım
zehir yıkandı hakikaten yıkanmasına ya
hüznü çamur ettim bulaştırdım balçık balçık iç çeperlerime...
...
reale gittim yürüye ıslana
aylak aylak gezdim öylesine
hiç bir şey almadan çıktım..
DNR'a indim dergi almaya
Ekim-Kasım sayısını aldım Fotoğraf Dergisinin
...
Marks & Spencer a geçtim
Pembe pantolon baktım
kızıma
Beğenmedim..
çıktım almadan
--
ankuvaya geçip Dost'a gittim...
Kitap bakmaya
istediğim bir kaç kitap vardı
Fotoğrafa dair yine
onları aldım 3 tane...
Sanat Tarihi kitabı istiyordum bir de
ta lisede okumuştum seçmeli dersti seve seve seçmiştim,
unuttuğumu fark etmiştim özellikle İspanyadayken..
Üzerinden geçesim vardı o zamandan beri
bir kaç tane vardı
hangisini alayım karar veremedim..
bıraktım
bir bilene sorup da almalı diye diye kendi kendime
kasaya yönelmişken tam
Çocuk kitapları bölümüne takıldı gözüm
içim ısınıverdi birden
beklenmedik şekilde
hiç de niyetim yokken gülümsedim kendi kendime
kızımı özledim taa içimde çok güzel ve özel bir yerlerden
Ne zamandır her gördüğünde istediği
Anlamsız ve yararsız bulduğumdan inatla almadığım
çıkartmalı kızlı kılıklı kıyafetli kitaptan aldım bir tane
süpriz olsun diye..
içim katıldı
ağlamak istedim sebepsizce...
ağlamadım
...
çıktım
bir şeyler atıştırsam diye düşünürken -hiç canım istemese de-
benim için çok özel bir dost aradı
"neyin var senin?" diye
bir şeyim yok dedim
inanmadı
-haliyle-
içimden taşıp elime yüzüme bulaşan hüzün çamurundan sıçrattım azıcık istemeden onun da üzerine
üzüldüm...
...
starbucks'a gittim
mini peynirli sandviçle cafe latte aldım
oturdum berjerlerden birine
fotoğraf dergisini alıp elime
sandviçten iki ısırık aldım
kahveden 3-5 yudum
istemedi dahasını canım
bıraktım
mesai saati geldi kalktım
...
taksiye binip geldim
ofise
hala yağmur yağıyordu
"iyi oldu bu yağmur"
dedim kendi kendime
sonbahar yaşamadan kış gelivermişti
yağınca o soğuk hava kırıldı
sonbahar moduna geçti atmosfer diye..
ofise geldim ki
sevgili dost tekrar aradı
iyiyim dedim
-yine-
inanmadı
-yine-
"her şey bir yana aslolan hayatın kendisi
ve sen yaşamayı seviyosun bunu unutma"
dedi
hak verdim..
bir bardak tavşan kanı çay alıp kendime
pencereyi ardına değin açıp
içime bulaşan hüzün çamurunu
sonbahar rüzgarında kurutmaya serdim......
6 yorum:
ooo bir sürü şey yapılmış ama o güzel yagmur karelerine dalıp gitmeden okumak zor :))
canııım
gerçekten mi
çook sevindim beğenmene
biraz
biraz değil bayaaa depresif de ruh halim bu ara
iyi geldi bak şimdi yorumun bana :)
dün öğlen ben de oğlum için bir çift yağmur çizmesi aldım yaz güneşi. akşam eve geldiğinde, ona "yarın suların içine cup cup cup basarak yürüyebilirsin bir tanem" dedim ve bütün akşamı çizmeleriyle geçirdi. sabah evden çıktığımızda her su birikintisinin içine zıpladı, tarifsz mutluydu, ve tabii ben de, hayat güzel :)))
Resimler bir harika çok hoş.
Ya hayata biraz şöyle bakılsa daha rahat olacağız galiba..yani kışın akşam hava erken kararmaya başladığında çok kötü olurdum ben fena sıkılırdım, sonra düşündüm iyi ama bu yaşadığım sürece daha çook yıllar tekrarlanacak, e yapacak birşey varmı yok, boşver o zaman.:)
Fotoğraflar yine çok güzel, depresif ruh haline gelince, hepimizde mevcut az biraz, havadan sudan diyoruz da var kaşısak kabuğu altından çıkacaklar.Ben de alıp başımı şöyle bir gitmek istiyorum, insansız, teknolojisiz, survivor gibi bir yere:)))Sevgiler.Sinem
Sevgili Nil akşam Defne ile çıkartmalı kitaptaki bebkleri çöıkartma elbiseleri yapıştırark giydirdik
gözlerinde çakan kıvılcımlar nefisti
önce kızdım kendime bunca stedi çocuk almadın da noldu diye
sonra dedim ki
hemen istediğinde alsam bu kadar mutlu olmazdı ki
geciktirilmiş haz diyolar buna sanırım pedagojide
doğru bi yöntem olduğunu söylüyorlar
ben bilinçsiz yaptım aslında
ama o kızılcımlara değdi valla
Mavi Tutku, haklısın
hayat devam ettikçe inişler çıkışlar
hoşlandıklarımız sevmediklerimiz
acılarımız hüzünlerimiz mutluluklarımız olacak
olmalı
aksi hhalde hayat olmaz ki...
Sinemcim
pişti diyorum
elele tutuşup tüysek mi desin bir süreliğine...
öyle bir ihtiyacım var ki
tercüman oldun inan hislerime :)
Yorum Gönder