12 Temmuz 2010 Pazartesi

bu da böyle bir hafta sonu oldu işte

Cumartesi sabah kalkıp eve giriştim azıcık adam edeyim diye...Pek bir dağılmıştı
kıçı yanmış it gibi geze geze
saldım çayıra kıvamındaydı evin tamamı
ben debelenirken toparlayım diye
Özlem geldi..
Sohbet muhabbet
sonra biraz toparlamaca beraberce
Oytun'un bir falcısı vardı
söz etmişti bana
Özlme'e de anlatmış...
Demişler -e gidelim diye
hayatta falcıya gitmedim ben dedim, tabi Özlem de
aradık Oytun'u
randevu al da gidelim diye
kalktık gittik saati gelince
tabi genel anlamda bildik, tahmin edilebilecek şeyler söyledikleri
Arada nokta atışı yapıp tutturmadı da değil hani...
Bildi bir kaç şeyi
Böylece hayatımın bir ilkine imza atmış oldum 10 Temmuz 2010 tarihi itibariyle ;)

Sonra eve döndük Özlem'le Oytun Çayyolu'na gittiler, Büü ve Capoun da tam çıkarlarken yakaladım kapıda, yemek yedik beraber





sonra İbo'larla buluştuk
Geçen hafta Tuba'nın doğum günü için bir araya gelmiştik ve Candan'la Defne'yi tanıştırmıştık.
Candan İbo'nun kaza geçiren yeğeni..
Nasıl sevimli geveze ve bıcırık bir şey anlatılmaz...
Aykadaşım diye gördüğü an tuttu zaten bizim caponun elini
Capon da itiraz eder mi
etmedi tabi
Deli gibi eğlenmişlerdi
Candan'ı kesmemişti İbo eniştesine refakatçi kalmak için apar topar ayrılmak zorunda kalınca
İstemiş yine görüşelim diye
Yine Cepa'ya gittik
lunaparka
minikleri eğleyemeye
Bayıldılar tabi
kikir kikir kikirdediler

koşturdular
bindiler

indiler

zıpladılar
















seyrettik biz de zevkle



sonra İbo'ları evlerine bırakıp geldik evimize

Büücük 11.00 gibi çıktı bugün
Köstenceye doğru
Caponla Nes evde sıcaktan uyuşmuş bir vaziyette
uzuuuuun zamandır geçrimedikleri en uyuz pazarı geçirdiler birlikte...
bir ara markete gidip gelmeyi saymaz isek
bütün gün evde süne süneeee
hani sıcak diyorum da
öylesine sıradan bir sıcak değildi bugün ne hikmetse
yok yok şikayet ediyor değilim
inatla seviyorum ben sıcağı
o ayrı da
evin içinde bile derece şu durumdaydı deseeeeemmm

hatta akşamüstüne soğru serinleyeceğini düşünsek de
öyle olmadığını gördük capon balığı ile beraberce...






Capon pek sıkılmıyor Allahtan eve hapis ettiğim zamanlarda
kendini oyalamak konusunda başarılı bir hayli
tabi bu arada pandanın başına olmadık işler açılabiliyor ortada dolanmak gafletinde bulunursa :)
leğende bir yuvada yaşamaya zorlanmak gibi mesela
ahahaha



















şeytan oldu bir ara kendi kendine caponika
gülesim geldi
ne kadar canavarlaşmaya uğraşsa nafile
surat öyle şeker ki :)
kötü ruh görüntüsü yırtınsa veremiyor
eninde sonunda ne yaparsa yapsın sevimli işte

ya da kargaya yavrusu kuzgun belki de :)






















çoğu zamanlar olduğu gibi akşam güneş yine nefis renk oyunlarıyla battı
doyum olmuyor seyrine
zaten böyle anlarda balkona oturup renklerin dansını izlediğimde
daha fazla oturmalıyım diyorum hep evimde....









caponu yıkayıp yatırdıktan sonra da
booool kalorili bir kaçamak yaptım kendi kendime...
bira kuruyemiş şeker meyve akıcı bir kitap eşliğinde.....





5 yorum:

YeMeK vAkTi dedi ki...

:)) resimlere ,bloğa anlatımınıza bayıldım...:)

Yazgüneşi dedi ki...

Hoşgeldiniz :)
iltifatlar için sonsuz teşekkürler ederim..

İçimden Geldiği Gibi dedi ki...

Bu makinadan bendeee istiyorumm...:))
Biliyorum sadece makinada değil hüner bu ayrı bir yetenek.
Başarılarınızın devamını diliyor sevgilerimi yolluyorum.

Yazgüneşi dedi ki...

sevgili "içimden geldiği gibi" bir kaç ders ve bir DSLR makine ile bu kareleri yakalamak çok da zor değil ;)
eminim yaparsın...
ama ben tavsiye etsem mi etmesem mi muallakta kalıyorum
o kadar sardırıcı bir şey ki
dipsiz kuyu gibi bir yuvarlanmaya gör içinden çıkılmıyor :)
sevgilerimle :)

Kaymaklı Kadayıf dedi ki...

Keramet makinada da kursta da değil maalesef. D90 ağlayacaktı tatil dönüşü, rezalet 300 kare ile döndüm 2 aylık kurs makina boşa yani,nerde yanlış yaptım anlamasam da vallahi kocişten utandım tek net karem yok:)) Ellerine sağlık.