23 Şubat 2017 Perşembe

çelınç'ta 6. gün ( 6. Hastası olduğun bakkal ürünü hangisi?)

geldik mi 6. güne
geldik geldik..
geç bile kaldım ben
çok iş hallettik bugün
akşam da spor yaptım..
anca oturdum başına bilgisayarın 
olsun
gün bitmedi hâlâ

sorumuz

HASTASI OLDUĞUN BAKKAL ÜRÜNÜ HANGİSİ

şimdi bu çelınç ilk günden beri maziye dair sorular sorunca ben böyle şimdiki zaman sorusunda afalladım bir hayli..
öncelikle bakkal kalmadı pek..hep market hep market..

düşündüm bakkaldan ekmek, süt dışında bir şey almaz olmuşum pek.. bi de kırk yılın başı sigara.
sigara içmem ben.. kimileyin içkinin yanında laf ola tüttürürüm.. o zaman da denk gelen ilk bakkaldan alırım işte..

soruyu ben yine çocukluğuma dönüp cevaplayayım iyisi mi...

bizim meşhur Hilal apartmanın girişinde bakkal vardı. Bakkal Mithat Amca... Bir de oğlu Musa abi..
Mithat amca aksiydi biraz, korkardık ondan ama Musa abiyi severdik. Mithat ancaya sonra araba çarpmıştı da ölmüştü adamcağız.. huzurla uyusun...

o bakkalda minik minik şeffaf naylon torbaların içinde emzik şeker satılırdı.. onlara bayılırdık. alır şekerini yerdik, kalan kısmı ucu sivri bir emzik şeklinde olurdu, bebeklerimizin ağzı hep delikti o emzikleri sokmak için.
şeffaf naylon torbası esas en ilgimizi çeken kısmıydı.. bahçede toprağı kazıp solucan çıkartır, o torbalara hayvan ölmesin diye bir kaç delik açıp solucanı koyar ağzını makarayla bağlar onun bunun posta kutusuna atardık..
sebep?
yok
çünkü muzurluk bunu gerektirir :D
zavallı hayvancıklar
ölüyor olacaklarını düşünmezdik, ne salakmışız..

fotoğrafını bulacağımı ummuyordum.. bizim yediklerimizin bire bir aynısı olmasa da benzerini buldum, şaşırdım :)  


ve yaz aylarında meybuz... oyyyy ne severdik..
meybuz denen şey algida falan çıkmadan, dondurma sadece pastanelerde ve AOÇ'nde satılırken bizim dondurma ihtiyacımızı gideren son derece kalitesiz bir üründü..
bir poşete tıkılıp dondurulmuş meyve suyundan ibaretti..vişneli, elmalı, portakallı falan olurdu.
torbanın ağzını yırtar dibinden ite ite bayıla bayıla yerdik..
annem emerek ağzında ısıta ısıta  ye dese de (bu ağzında ısıt da klasik anne lafıdır haaa ahahahah) ben dişleye dişleye yerdim..
ne kıymetliydi o zaman..
şimdiki zaman bebelerinin eline versen yüzüne bakmazlar...

meybuzun birebir aynısının fotoğrafını buldum.. nee pislik bi şeymiş :D


ha birde hastası değildim elbette ama bakkalda satılan bir ürün vardı
gripin...
ay ne acayip delirdi o ilaç bana..
üzerindeki sancı çeken kadın resmi pek içime işlerdi.. acırdım çok
bir de kocaman bi şeydi o, nasıl yutuyorlar boğazlarından nasıl geçer ki diye hep merak ederdim...


bizim çocukluğumuz negzelmiş yaaaa.

ya da güzel olan çocukluk galiba...
zamaneler de ilerde şimdiki şeyleri anlatıp -negzeldi çocukluğumuz- diyecekler kesin..
güzel olan zamanlar değil de yaşlar herhalde
çocuk olmak hep güzel... 


Hiç yorum yok: