Şiddeti minicik bebecikken öğrendik biz... Bize sığınanı katletmek daha kendimizi bilmezken öğretildi bize...
Havuzlar yaptılar avuç içlerimize, “burada bir havuz var” dediler...
Havuz kenarlarına, su içmeye, yıkanmaya kuşlar konar diye..
Kendi içimizde ayrımcılığı daha minicik bebecikken bellettiler bize... Havuzumuza sığınan mağdur kuşa saldırttılar –baş- parmağımızı “tutmuş” dediler... İşaret parmağımıza –en çok kullandığımıza, kendimizi dışa yansıttığımıza– en vahşisini yüklediler eylemlerin “bu kesmiş” dediler...
Pişirmek düştü en uzun orta parmağa göze batarsan eğer sivrilirsen angarya yük sana yıkılır demek istediler, bunu itelediler körpecik bilinçaltlarımıza... Yüzük parmağına “yemek” düştü düşe düşe... Evlilik yüzüğünü taşıyan parmağın görevi... “yemek” ! Evlenene kadardı ya bütün çaba... Evlenince hazır lop olmalıydı her şey iki tarafa da... Daya sırtını diğerine ye babam ye...Armut piş, ağzıma düş misal... pişen kuşu yedirdiler yüzük parmağına
-ve şimdilerde şaşıp kalıyorlar yürümeyen evliliklere-
Sonuçta okuldan getirdiler küçük küçücük olanı.. Ne bir eylem vardı ona kalan ne de yemek bir lokma...
“hani bana – hani bana” diyebildi anca... Ne de olsa küçücüktü ya...
Daha minicik bebecikken öğrendik biz
mağduru kesmeyi / küçüğü ezmeyi
kendimizi bilmezden evvel bildik şiddeti...
E peki ben şimdi
-kimileri- şiddetle halletmeye kalkınca her işlerini
Neden hâlâ bunca şaşırıyorum ki?...
Hadi aç bakalım avucunu şimdi...
Havuz yapalım
--burada bir havuuuuz vaaar
Şuraya kuş konmuşşş
Bu bayat ekmekleri briktirmiiiiiş
Bu mutfaktan biriken ekmekleri getirmiiiiiiiiiiş
Bu ufalamıııışşş
Bu serpmiiiişşş
Bu da okuldan gelince
Aaaa ne güzel bir kuşumuz vaaaaaaaaar
Demiş.................
2 yorum:
ne diyebilirim diye düşünüyorum da, sanırım içimdeki hisleri en güzel özetleyen cümle şu olacak: "benim küçük ameliem ne şanslı bir çocuk ki senin gibi bir anneyle büyüyüp genç bir kadın olacak." sevgiyle canım...
:)
teşekkürler mavikadınım...
aynısı minik bir erkek çocuk için de geçerli
biliyorsun değil mi :)))))
Yorum Gönder