5 Mart 2017 Pazar

çelınç'ta 16. gün (16. Kendini çok değerli hissettiğin bir an var mı?)

Ayy bugünün sorusu romantik...

KENDİNİ ÇOK DEĞERLİ HİSSETTİĞİN BİR AN VAR MI?

Olmaz mıııı..
herkesin vardır..

mezuniyet günleri, ailemin ve sevgili dostlarımın sürprizler yaptıkları özel günler, çok ilgilendiğim bazı adamların sevgilisi olmamı istediği günler, yazdıklarımın sanal dergi-gazeteler ve matbuu dergide ilk yayımlandığı günler falan filan gibi bir sürü gün sayılabilir elbette...

ama ben en önemli ve hayatımın dönüm noktası olan iki tanesini ve ek olarak bana her defasında kendimi çok değerli hissettiren bir rutini yazacağım..


-Büü'nün bana evlenme teklif ettiği 14 Şubat 2001 akşamı..
Çok sevdiğim üzgün suratlı peluş köpeklerden alıp karnına yüzük kutusunu bağlamış ve bir mektup eşliğinde vermişti :)
hem de ben çok seviyorum diye icikli bicikli karikatürlerle süslemişti mektubu ...
hatırlatırım ki o yıllarda şimdiki gibi showa yönelik atraktif evlenme teklifi terellelileri moda değildi .. ;)

-Defnoş'a hamile olduğumu öğrendikten sonra onu doğurana dek geçen 9 ay
Herkes üzerime titriyor, bir dediğim iki edilmiyordu. Kendimi prenses zannetmeye başlamıştım... elimi sıcak sudan soğuk suya sokturmadı annem, babam ve Büü o 9 ay boyunca.. Karnımda bebek var der oradan kalkıp oraya devrilir, kurum kurum kurulur, kasım kasım kasılırdım..
O zamanki amirlerim de kulakları çınlasın çok sevgili Bülent Bozkurt ve Hamit Çalışkan hiç yormadı, hiç üzmedi, hakkım olandan fazla izinler vererek şımarttılar beni.. Ve elbette canım Edoşum ve Aygukcuğum.... Üst düzey şımartıldım...
9 aydan fazla sürse ben dünyanın merkezindeyim ve dünya benim sayemde dönüyor falan zannetmeye başlayabilirdim bence..



Ama tabi sonra capon balığı doğdu ve ben anında unutuldum... Doğumdan çıkışımda beni heyecanla bekleyen sadece annemdi.. Geri kalan herkes bebişin başındaydı... Bir anda bütün havam tavam sönmüş 2. sınıf vatandaş oluvermiştim.. Lâkin umurumda mıydı? Aslaaaaa... O bebek kokusu var yaaa.... Mmmmmmmmm <3 p="">elbette kızımı doğum günüm günü doğurmayı başarabilmem de ayrı bir hediyeydi bana.. alınabilecek en nefis hediyeyi doğa ana armağan etmişti bana.. daha ne isterdim ki...

ve bahsettiğim rutin
caponumun hiç beklemediğim zamanlarda bana yaptığı süprizleri bulduğum her an..
Örneğin gece yatmadan hazırlayıp sinsice yorganı kaldırıp yastığıma koyduğu minik mektuplar gibi....
Annelik zaten dünyanın en değerli hediyesi.....



Hiç yorum yok: