Biter Mart'lar Gün döner Nisan'lara...
Nisanlar ortalar kendini de bahar gelmez bu kente... Bu kenti -çiçeklense de ağaçlar- her bahar bir kasvet sarar... Ne kadar da uğraşsa bu kentin insanı, bu kentten nefrete durmaya... Olmaz... Başaramaz...
Kaçan kaçar...
Kaçarken arkasına bile bakmaz üstüne üstlük ya; gün gelir, an olur... Bir şiirde geçer caddelerinden birini adı... Bir filmde görünür meydanlarından biri...
Kaçanın, "kaçtım da, oh kurtuldum o kentin kasvetinden" diyenin, burnunun direği sızlar..
Hiç itiraf etmez, edemez ya sever bu kenti içten içe bu kentin insanları...
Nisan bahar ayı...
Bahar ayı ya.. Bahar gelmez bu kente Nisanları...
13 nisan 2011
5 yorum:
Bahar gelmediği gibi küt diye sarı sıcak yaza geçeriz, o da 15 bilemedin 20 gün sürer. Sonra benim en sevdiğim sonbahar gelir (ankara'da tadına doyum olmaz sonbaharın) ama o da göz açıp kapayana kadar geçer, karakışın ne zaman geldiğini anlamazsın. Üstelik o karakış bi geldi mi, bi daha da kolay kolay gitmez. İşte bu yüzden ben artık Ankara'yı sevmiyorum. Bunu hayretle farkediyorum yalnız. Eskiden Ankara'ya laf söyletmeyen, "sevmiyorum" diyenlerin gözlerinin içine içine hayretle bakan ben, artık Ankara'yı sevmediğime şaşakalıyorum.
Not: İkinci fotoğrafı çok çok çok sevdim.
Yazıyı da rahat rahat okuyabildim çok şükür. =D
Ankara'yı hep sevdim,hep seveceğim, çünkü mevsimlerden bağımsız, burası benim ben olduğum, hayatımı şekillendirip oğluma kavuştuğum kent...
her mevsimini de seviyorum. ben bozkır çocuğuyum zaten, nem yapışıp gitmiyor tenimden, yaz tatili ötesinde deniz kenarında yaşamak istemem :)
ve ben de ikinci fotoğrafa bayıldım, gözünün ışığı solmasın nes'im, hep böyle güzel gör :)
ankara hep bekler.
Hava düzelince dışarı kaçmak için :)))
Bir de... Ankara'da yalnız yaşanmaz.
son fotoğrafa bayıldım. ne kadar güzel ışıltılar yapmışsın çiçeklerden. hem ışıldıyor hem de siyah beyaz. tıpkı yazındaki gibi gelmeyen bir baharı anlatmışsın.
elifim yonca çiçeği onlar.. mini mini yonca çiçekleri.. :)
Yorum Gönder