11 Ocak 2012 Çarşamba

Benim KAranlığım :)

Epey oldu aslında devam edip bitireli Temel Karanlık Oda derslerimi..
Karanlık Oda'nın büyüsünden söz edeyim de istedim hep
ama bir türlü denk mi getiremedim, kullanılacak sözcükleri mi dilediğimce seçemedim artık nedendir bilmem..
elim değmedi..

DSLR makinelerden önceki zamanların fotoğrafçılarının kiminde bizi hor gören bir tavır vardı hep... Çektiklerimizi fotoğraf kabul etmeyi reddetme halleri falan...
Onları Karanlık Oda'ya girdikten sonra anladım..
hak verdim diyemiyorum... Çünkü fotoğrafın özü teknoloji ve teknoloji geliştikçe fotoğraf da kaçınılmaz olarak ona uymak durumunda bana kalırsa..Hani mazide kalalım analog makinelere gömülelim demiyorum.. Hatta düne kadar ben bile "cep telefonu ile fotoğraf mı çekilirmiş yahuuu" diye pek bilmiş bilmiş konuşurken şimdiler iphonography karelerine bayılıyorum ve hatta utanmasam Büü'den bir iphone talep edesim var... O derece
E beşer şaşıyor yani
İnsanlık hali işte
E olur ya
tükürdüğünü yalamamak için en iyisi tükürmemek aslında..
Yok ben bundan sonra konu fotoğraf olduğunda tükürmeyeceğim vallaha :)
Neyse
darmadağın ettim konuyu..

Karanlık Oda'dan söz ediyordum.

Bana fotoğrafın temelini öğretip sevdiren  eğitmenim  ve iki nefis şahsiyetle -Oğuz ve Serhat ile- birlikte açtıkları fotoğraf geliştirme atölyesi Ka... (tıktık lütfen :)) Karanlık odayı orada öğrendim.. Sevgili Oğuz'dan.. Oğuz harika bir eğitmen.. Çok karmaşık görünen kimyasalmış şuymuş buymuş bile onun ağzından dökülürken kolaylaşıp da geliyor insanın kulağına ve oradan beyin kıvrımlarına sanki.. Kırmızı şarap eşliğinde şerbet gibi ders yapıp öğrendim karanlık oda temelini. Sınıf arkadaşlarım da nefisti... Dönüp geriye baktığımda bunca zevk veren ne kadar şey var hayatımda diye..
O kadar da çok olmadığını görüyorum.
Bana kalırsa fotoğrafla ilgilenen herkes eğer girmediyse en azından bir defa girmeli karanlık odaya
hoş bir girişin ardından bir daha bir daha istenmesi kaçınılmaz olacaktır ya
ayrı o da...
İnsana kendi ürettiğinin kendi yaptığı ayarlamalardan sonra kırmızı ışık altında kart üzerinde kimyasalın içinde yavaş yavaş belirmesini izlemenin verdiği hazzı verecek fazla şey yok gerçekten de konu fotoğraf olunca.
Oğuz ilk tanışma dersinde "neden karanlık oda?" demişti
Cevaben
çünkü ben dokungan bir kadınım, ürettiğime dokunmak istiyorum
demiştim
Dersler bittiğinde
kendi kendime ne kadar haklı bir istekle başlamışım demekten alıkoyamadım kendimi..
Şimdilerde pek gidemedim koşturmacadan..
Ama biraz daha düzene gireyim...
sık sık ziyaret edeceğim kaçınılmaz o büyülü mekânı..

Her ne kadar scan ederken değişikliğe uğramış olsalar da
yine paylaşayım istedim
İşte benim Karanlığımdan çıkanlara örnekler :)






dipteki not: En biricik modelime caniçim kızıma pozları, Sevgili Ka'ya öğrettiği herşey ve sıcaklıkları için teşekkürlerimle

13 yorum:

Parpali dedi ki...

Karanlığın ayrı bir büyüsü olduğunu düşünüyorum ben de. Başka bir havası, anlamı var. O yüzden bence de sık sık ziyaret etmelisin o odayı. Ne güzel oluyor ;)

kibrisgunceleri dedi ki...

Siyah-beyaz bu 2 fotografın harika..Tabi ki modelde harika..

DOREMİ dedi ki...

tek kelimeyle harika ! ama bunda minik mankeninizinde payı yok değil..o da çok tatlı ama..:))

Yazgüneşi dedi ki...

Çok teşekkürler hepinize :)

modelim bombadır evet
şanslı mıyım ne :))))

ve karanlık o da
gerçekten büyülü
kesinlikle

annesiningülü dedi ki...

en merak ettiğim umarım bana da kısmet olur :D
fotoğraflar çok başka çok güzel :)

hemera-nyks dedi ki...

çok çok güzel:)
-
hemera

Yazgüneşi dedi ki...

inşallah Baharcım, o ortam gerçekten farklı o kokular o his..
ve elde edilen sonuçlar gerçekten farklı
dijital teknolojinin hala analog kaliteyi yakalayamamış olduğu bir gerçek

hemera: çok çok teşekkür ederim

beenmaya dedi ki...

ya sen ne zaman benim fotolarımı çekeceksin ama ya???

Elif Gizem dedi ki...

Bir tür sihirbazlık sanırım bu karanlık odada fotoğraf yaratmak :) her biri de ayrı güzel olmuş kuzum, ellerine sağlık.

nil dedi ki...

karanlık odanın ayrı bir büyüsü var..analog çekim yapmayacağımı bildiğim halde ikinci kur olarak dijitali değil karanlık odayı seçmiştim. hani dersen ki bugün ne hatırlıyorsun, flu bir şeyler söyleyebilrim, tıpkı orada bastığım fotoğraflarım gibi :)) ama yine de fotoğrafı gerçekten seven herkesin yolu oradan geçmeli derim. dedim ya, büyü gibi..

Yazgüneşi dedi ki...

Mayam bekliyorum ankaraya gelmeni dört göz bak o zaman yeteeer çekme diyebilirsin karışmam :)

Elifcen evet öyle bir şy gerçekten insan kendini tam olarak da sihirbaz gibi hissediyor orada

evet Nilim haklısın , hiç analog çalışmayacak dahi olsa yolu orada geçmeli her fotoğrafa gönül verenin..
kesin geçmeli

İçimden Geldiği Gibi dedi ki...

Tatlı prenses ne güzel çıkmış,profesyonellere taş çıkarırcasına....

Yazgüneşi dedi ki...

teşekkürler :)
valla yakında benden ücret talep ederse şaşırmayacağım verdiği pozlara karşılık olarak :)