25 Eylül 2011 Pazar

IŞIĞIM... SANA AŞIĞIM


aydınlığa çıkmak için debelensem karanlığın batağına daha çok saplanacağımı bildiğim; buna sebep  o batağa, kurtulmaya çabalamadan, gün gün usuldan gömüldüğüm bir zamana denk gelmişti hayatıma değişin...
uzanan eller yok değildi beni aydınlığa çekmek için... uzanıyordu eller ve dilleniyordu elin ardındaki sesler "tut"
"tut ki çekelim seni ayınlığa"
lâkin ben istemiyordum ki çıkmayı..
ah o boşvermişlik var ya..
sonra?
sonra sen çıktın ortaya.. bir tüy hafifliğinde değdin hayatıma... belli belirsiz...
uzanıp baktın karanlığıma..
elini uzatmadın hayır... "tut çekeyim" de demedin hiç, çıt çıkmadı ağzından bilakis..
ama
ışığını yolladın kör karanlığıma... batağıma aydınlığını verdin..
ışığım oldun... batağımdan kendim kurtuldum
şimdi söylesene adam ben seni nasıl sevmem?







dipteki not:
ışığım sana aşığım için tık tık

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Yaşamda hiç bir şey karşılıksız değil... Değer biriymişsin. Satırların da bunu aydınlatıyor.
Sevene ne mutlu.

Yazgüneşi dedi ki...

TEŞEKKÜR EDERİM..
SEVİLESİ OLMAYA GAYRET EDİYORUM
SEVMEK?
HEP VAR
SEVMEDEN DURAMIYORUM :)