23 Eylül 2014 Salı

Kitap Meydan Okuması - Gün dokuz

9. gün: sevmem sanıp da sonunda sevdiğin bir kitap

Daha önce de söz ettim serilerden söz açıldığında..
Pegasus Yayınları kitapları, hiiiç tarzım olmayan, alıp okumaya hiiiç heveslenmediğim, saçma sapan gereksiz abartılı bulacağıma emin olduğum vs. vs.

Evet canım bildiğiniz önyargı işte...

Nasıl popüler nasıl popüler okuduğum zamanlarda... Herkesin elinde.. harıl harıl bir okunma halinde..
"Yaaa gidin işiniz mi yok
zaman kaybı"
diyorum bana yakın bulduğum okuyucularına..
"Yapma etme okumadan karar verme" diyor bir kısmı
bir kısmı "ben seviyorum sana ne diyor" e haklılar aslında

en nihayetinde bir dost o kadar çok ısrar etti ki.."yaaa inat etme bir oku"
aldım
okudum
sanırım iki günde
646 sayfayı hem de...

Vay arkadaş dedim kitabın sonunda
kendimi bir Lisbeth Salander hayranı olarak buluverdim.. Hacker olasım bile geldi.. Hani bir kuplecik yetenek olsa bulaşacağım o derece.. Ama elektronik ve teknolojik yeteneklerim sıfır altı negatif olduğundan çocukça bir hayal olarak tozlu raflara kalktı bu fikir de tabi..

Söz ettiğim kitap
Millenium isimli üçlemenin ilki
Ejderha Dövmeli Kız/Steig Larsson

bir polisiye, bir macera, bir seri katil romanı..
ben elime aldım
bırakamadım...

Asla sevmem zannediyordum oysa.. çok emindim.. Kapak oldu bana :D

3 yorum:

Tibetin annesi dedi ki...

Benim teknolojiyle aram iyidir. Hacker olayım mı? :)))

Yazgüneşi dedi ki...

Vallahi de olsan tam süper olur fıstıkım yaaaa

İçimden Geldiği Gibi dedi ki...

İnanılmaz güzeldi...
Tabii ben kitabı okumaya sabır gösteremedim.
Filmini izlemeyi tercih ettim.