Konusu hüzünlü falan da olsa kitap okumak eylem olarak beni mutlu ediyor zaten...
Dolayısıyla okuduğum her kitaptan mutluluk payı çıkartmam olası.. Hani bazı konusu falan hiç sarmalamayan itelesen de gitmeyen kitaplar oluyor, onları tenzih ediyorum elbette...
Ama şöyle bir kurcalayınca kafamı beni en mutlu eden kitap neydiii neyii, hangisiydi diye gencecik bir kızken okumuş olduğum bir tanesi düştü aklıma
şimdi insanı kusturacak kadar çoğaltan "kişisel gelişim" kitabı falan yoktu o zaman. Böyle bir deyim bile yoktu sonradan Secret'lar falan türeyince çıktı o deyim de ortalığa yanılmıyorsam...
Bahsettiğim kitabı yeni nesilin eline versek okuyun diye bu yeni moda kitaplardan zannederler muhtemelen
ama o zamanlar farklıydı benim için
Leo Buscaglia
Yaşamak Sevmek ve Öğrenmek
çok etkilemişti beni, defalarca okumuşluğum ara ara elime alıp yeniden gözden geçirmişliğim olan satırlarının altını çizdiğim, çizdiklerimi defterlere kaydettiğim bir kitap...
düşünüyorum da hayata bakış açımda çok etkisi olmuştur bu kitabın diyebiliyorum...
ikinci el almıştım kitabı.. İlk sahibi 1985'te almış.. ismini karalamışım keşke yapmasaymışım..
ben de 1987 de falan okumuş olsam gerek ilk
sonra defalarca okuna okuna, elden ele geze geze dağılmış kitap..
üzerine okunmuşluk sinmiş kitapları çok seviyorum..
Sadece şu haline bakmak bile beni mutlu ediyor..
İçinde bir şiir vardır bu kitabın.. Okurken zıldır zıldır ağlatmıştı beni..
eh 16-17 yaşlarında saftirik (evet inanmak zor ama saftiriktim o zamanlar ) bir genç kız için normal değil mi ya...
şiir şu idi:
Anımsıyor musun yeni arabanı
Ödünç alıp çarptığım günü
Öldüreceğini sanmıştım beni öldürmedin oysa
Anımsıyor musun seni zorla sahile götürdüğüm
Yağmur yağacağını söylediğin ve yağdığı günü
"Söylemiştim sana" demeni bekledim, demedin oysa
Anımsıyor musun kıskandırmak için seni
Başka oğlanlarla oynaştığım ve senin kıskandığın günleri
Terk edeceğini sanmıştım terk etmedin oysa
Anımsıyor musun; çilekli pasta düşürüp
Arabanın paspasını kirlettiğim günü
Tokatlayacağını sanmıştım beni, tokatlamadın oysa
Anımsıyor musun; dansın resmi giysili olduğu
Ve benim söylemeyi unuttuğum
Senin de kot pantolonla geldiğin günü
Bırakacağını sanmıştım beni, bırakmadın oysa
Evet yapmadığın çok şey vardı.
Ama dayandın bana, sevdin beni
Ödünç alıp çarptığım günü
Öldüreceğini sanmıştım beni öldürmedin oysa
Anımsıyor musun seni zorla sahile götürdüğüm
Yağmur yağacağını söylediğin ve yağdığı günü
"Söylemiştim sana" demeni bekledim, demedin oysa
Anımsıyor musun kıskandırmak için seni
Başka oğlanlarla oynaştığım ve senin kıskandığın günleri
Terk edeceğini sanmıştım terk etmedin oysa
Anımsıyor musun; çilekli pasta düşürüp
Arabanın paspasını kirlettiğim günü
Tokatlayacağını sanmıştım beni, tokatlamadın oysa
Anımsıyor musun; dansın resmi giysili olduğu
Ve benim söylemeyi unuttuğum
Senin de kot pantolonla geldiğin günü
Bırakacağını sanmıştım beni, bırakmadın oysa
Evet yapmadığın çok şey vardı.
Ama dayandın bana, sevdin beni
ve korudun beni
Çok şey vardı;
Benimde senin için yapmak istediğim
Vietnamdan döndüğünde
Çok şey vardı;
Benimde senin için yapmak istediğim
Vietnamdan döndüğünde
Dönmedin oysa…
....
ve beni etkileyen bir kaç alıntı.. Oturup yeniden yazamak için ilk cümleleri ile google'da aratıp buldum.. kopyala yapıştır sırasında yamukluklar olur ise affola
"hepimiz gizliden biraz deliyiz... Hepimiz aslında yalnızızdır ve
anlaşılmak isteriz. Ama hiçbir zaman bir başkasını tümüyle anlayamayız ve
hepimiz bizi çok seven kişilere bile bir parça uzak kalırız. Acımasız olanlar
güçsüzlerdir; sevecenlik, yalnız güçlülerden beklenebilir. Korkuyu bilmeyenler
gerçekte yürekli değildir. Çünkü yüreklilik düşünebilene karşı koyma gücüdür.
İnsanları çocuk gibi görürseniz onları daha iyi anlayabilirsiniz. Ne denli
yaşlı olursa olsunlar, çünkü çoğumuz hiçbir zaman büyümeyiz; yalnızca boyumuz
uzar. Mutluluğa ancak beynimizi ve yüreğimizi gücümüz yettiğince
eleştirdiğimizde ulaşabiliriz...
Yaşamanın amacı önemli olmaktır. Saygın olmak, bir şeyi savunmak boşuna
yaşamamaktır."
"Kendimizi uyarmalıyız: Çok çalışmadan ve ellerimizi kirletmeden
hiçbir değişimi gerçekleştiremeyiz. Gelişimi ve kişilik oturma konusunda
ezberleyecek hiçbir formul ya da kitap yoktur. Yalnızca şunları biliyorum:
Yaşıyorum varım, buradayım, gelişiyorum. Yaşamımı başkaları değil kendim
oluşturuyorum. Kendi kusurlarımı yanlışlarımım, suçlarımı açık yüreklilikle
kabullenmeliyim. Yokluğumun acısını hiçkimse benim kadar duyamaz, ama yarın
yeni bir gün ve yatağımdan çıkıp yeniden yaşamaya başlamaya karar vermeliyim.
Başaramazsam sizi, yaşamı ya da Tanrı'yı suçlamanın kolaylığına sığınmamalıyım."
kitabın neredeyse tamamını yazmak istiyor insan
ama bu sonuncu alıntım olsun ve huzurdan çekileyim...
“Gülmek; “saf” denme riskini göze almaktır.
Ağlamak
ise; “duygusal” görünme riskini…
Birine
yakınlaşmak; “kendini kaptırma” riskini,
Duygularını
açmak; “kendini ortaya koyma” riskini,
Hayalleri
ve düşünceleri sergilemek ise; onları başkasına kaptırma” riskini göze almaktır.
Sevmek;
“karşılık görememe” riskini…
Yaşamak
ise; “ölme” riskini göze almaktır.
Umutlanmak;
“hayal kırıklığına uğrama” riskini
Çabalamak
ise; “başarısız olma” riskini göze almaktır…
Ama
riskler yaşanmalıdır. Çünkü; hayatımızın en büyük riski hiç risk almamaktır. Hiç risk almayan kişi, belki acı ve üzüntülerden korunabilir, ama büyüyemez,
sevemez, değişemez, hissedemez, öğrenemez. Garanti arayışlarıyla zincirlenmiş bir köle
olarak yaşarken, bedelini; özgürlüğünü kaybederek öder. Sadece; riski göze
alabilen kişi hürdür.”
5 yorum:
ben görmemişim bu kitabı zamanında .kitapsızlıktan , staj gördüğüm kamu kurumunun edinmiş olduğu adı sanı bilinmedik iş yönetimi kitaplarını bile okumuştum , yani, eylem güzel , mesele yok :D
mutlu eden biraz garip olmuş keyiflendiren dersen don kişot derim...
tek geçerim.
içim coşuyor onu okuyunca böle ulen yeter gari deyip ata binip gidesim gelir tobasolu dülsineye.
hele handaki dayak kısmında herseferinde kahkahalarla gülerim her sefer ama istisnasız...
bak yine gülmeye başladım:))
Eylemcim.. haklısın :)
Absalom çok ayıp bir şey biliyorum ama ben Don Kişotu daha okumadım .. çocukken çocuklar için sadeleştirilmiş halini okumuştum.. ama orijinalini henüz okuyamadım..
çok utanç verici di mi...
ahahah yok yahu nes alakası bıle yok efenım...
belıne bıldıgın beyaz carsafı dolayıp kefen gıydık dıye yollara dusenler utanmıyoda sen mı utanacaksın...
senın esının hele caponun sezlongta resımlerınızı gordum kıtap okurkene pek bahtıyar oldum bakma goz ucuyla bakıyorum yınede ayrı kalsamda:))
yınede al lısteye sen don kısot abıyı..
pek matraktır
500 yıl onceden bugunu anlatır...
eheheh
sesli güldüm yahu.. çok yaşayasın..
evet evet listemde zaten de başa çekeyim çok özendim şimdi bak..
zaten klasik eksiğim çok benim artık tamamlamaya başlayım diyorum :)
teşekkürler iyi dileklerine ayrıcaa :)
Yorum Gönder