11. gün: Nefret ettiğin bir kitap
Genel olarak elime aldığım kitabı bitirmeye gayret ederim hoşlanmasam da, aslında yanlış.. zevk vermiyorsa at kenara.. niye zaman kaybedesin değil mi? Ama huy işte / ille bitiriyorum..
Ama bir tanesi var ki.. ruhuma sıkıntılar afaganlar bastırarak
"ayyyy yok aman hayatta okuyamıyciiiiim" diyerek elimden fırlatılmışlığı var.. Ne zoruna yaaa demiştim, manyak mıyım..
Aslında çok kişi tarafından çok beğenilen bir kitaptı, belki terslik bendeydi ama.. Bütün romanlarında İngilizce düşünülüp Türkçe yazayım ki İngilizceye kolayca çevrilebilsin modelini düstur edinmiş olan Orhan Pamuk'un Benim Adım Kırmızı'sı söz ettiğim kitap....Hay nakkaşına hattatına kelebeğine zarifine diyerekteeeennn attım kendisini..
Attım derken lafın gelişi değil, bildiğiniz sokağa attım, biri almak isterse diye yere değil de bir duvar üzerine terk ettim kendisini.. Pişman değilim :D
kitap elimde olmayınca fotoğraf da internetten arak oldu haliyle
hoşgörüle...
4 yorum:
İngilizce düşünüp Türkçe konuşan biri de ben olduğum için kitaplarının dili bana hep anlaşılır gelmiştir :) Oysa arkadaşlarım da aynen sizin gibi düşünüyor ki normalde kitaplarının anlaşılması lazım. Sorun Orhan Bey ve bende, kabul ediyorum :D Benim Adım Kırmızı'yı okumadım ama onun dışında bir çok kitabını okudum ve en sevdiğim Türk yazarlardan biridir :)
bazen okumakta zorlanıyor insan bazı kitapalrı.. benim de kara kitap'a aynısını yapasım gelmişti.
benimde var öyle kötü bir huyum. beğenmesem de bitireyim diyorum. saçma...
bu kitabı ben de bitiremeden yarım bırakmıştım. yazdıklarına çok güldüm. çok benzer şeyler hissetmiştim bende. tamamlamadan bıraktığım çok az kitaptan biri bu. ağzım yandı başka romanına el süremedim. sadece "İstanbul" u okudum. o güzeldi.
İşte bu Orhan amcada da durum böyle :)
eskilerini severim ben
sessiz ev/ beyaz kale/cevdet bey ve oğulları falan
kırmızıdan sonrasına elimi bile sürmedim :D
Kara Kitapmış, Yeni hayatmış masumiyet müzesiymiş kar mış... civarına yanaşmadım :)
Yorum Gönder